YILBAŞI ve NOEL’DEKİ PUTPEREST GELENEKLERİ

Noel ve Yılbaşı kutlamalarında birçok pagan (putperest) âdetinin tesirini görmek mümkündür. 25 Aralık bir pagan bayramı olduğu gibi, çam ağacı da bir pagan âdetidir...
30 Aralık 2009 Çarşamba
30.12.2009

Hıristiyan dünyası 24-25 Aralık gecesini Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kutlar. Halbuki Hazreti İsa’nın yaşadığı yıl bile belli değildir. M. Ö. 300 ile M.S.1 yılları arasında yaşadığı sanılıyor. Tarihçilerin bazısına göre Eflatun zamanında yaşamış. O da M. Ö. IV. asırdadır. Hıristiyanlığın ilk devirlerinde bazı müneccimler 25 Mart tarihini bulmuştur. O halde doğum günü nereden çıkıyor?

NOEL Mİ? YILBAŞI MI?

İlk Hıristiyanlar zamanında kilise Hazreti İsa’nın doğum gününün kutlanmasına karşıydı. Eski Roma’da, kışın ışık tanrısı Mitra’nın kendilerini terk etmesine üzülür; günlerin uzamaya başladığı 25 Aralık’ta ise güneşin esaretten kurtulması şerefine büyük ve ahlâksızca eğlenceler yapardı. Hatta 25 Aralık’ta San Pietro kilisesine girmeden evvel Hıristiyanların alışkanlıkla güneşi selâmlamasını V. asırda yaşamış Aziz Leo bir vaazında kınamıştı.

Roma imparatoru Konstantin zamanında 25 Aralık Hazreti İsa’nın doğumu olarak kutlanıyordu. 354 senesinde Roma piskoposu Liberius’un kararıyla bu kutlama resmiyet kazandı. Böylece eski bir pagan âdeti daha, “İsa bizim güneşimizdir” sloganıyla Hıristiyanlaştırılmış oluyordu. (Nitekim St. Paulus, tabiata veya puta tapınan paganların birçok âdetini Hıristiyanlığa sokmuştu. Meselâ Romalıların 12 tanrısının yerine havarileri koymuş,  heykelleri havarilere benzettirmişti.)

Bu geceye Christmas/Noel adı verilmesi ise 597 yılındadır. Christ, Hazreti İsa’nın ismidir. Yunanca kurtarıcı manasında Hıristos’tan gelir. Mass ise ekmek ve şarapla yapılan meşhur Hıristiyan âyinidir. Noel ise, Latince Hazreti İsa’nın beden alışı için kullanılan nativitatis/natalis kelimesinden çıkmıştır. 525 senesinde Papa Dionysus, Hazret-i İsa’nın o zamana kadar belli olmayan doğum yılını (mîlâd) 754. Roma yılı olarak tesbit etti. Bu ise M. S. 1 senesine tekabül eder. Sıfır yılı, saygısızlık olmasın diye (veya o zaman Avrupa’da sıfır bilinmediği için) atlanmıştır.

Noel tatil değildi ama 25 Aralık’ta başlayan Noel kutlamaları, 1 Ocak’a kadar sürerdi. 1 Ocak, Hazreti İsa’nın sünnet edildiği gün kabul edilmiştir. Hazreti Musa şeriatında çocukların yedi günlükken sünnet olduğu malumdur. Avrupa’da Noel kutlamaları sık sık yasaklanırdı. Noel festivalleri, Protestan göçüyle dünyaya yayıldı. İlk defa 1836’da Alabama’da Noel tatil ilan edildi. Şark Hıristiyanları, 6 Ocak’ta Epifani adıyla Hazreti İsa’nın doğumu, sünnet ve vaftiz olması, mabede takdim edilmesi ve beşikte konuşmasını kutlardı. Ermeni, Süryani ve Melkitler hâlâ Noel’i bu günde kutlar. 1 Ocak Aziz Basil yortusudur.

Yılbaşı bambaşka bir gündür. Güneş takvimi kullanan Roma’da yılbaşı, gün uzunluğunun geceleri geçtiği 25 Mart idi. Roma’da bu takvimi düzenleyen Julius Caesar yılbaşını 1 Ocak’a aldı. Bütün cemiyetlerde yeni yılın başlangıcı kutlanır. Güneşin koç burcuna girdiği 21 Mart (Nevruz) İran takviminin yılbaşıdır ve Zerdüşt bayramıdır. Noel, Nevruz dinî günler olduğu için Müslümanlık bu günlere değer verilmesini, hediyeleşilmesini kendi mensuplarına yasaklar. Müslümanlıkta güneş takviminin yılbaşısının kutlanmasına, âdet olduğu için cevaz verilmiş ise de, Müslümanların kendi yılbaşlarını kutlamalarının daha kişilikli bir hareket olarak görülmesi sebebiyle, yılbaşı kutlamaları her zaman muhafazakâr çevrenin reaksiyonuna sebep olmaktadır.

Osmanlılarda Müslümanlar Muharrem ayının başında yılbaşı kutlaması yapar, birbirleriyle tebrikleşip hediye verirdi. Yahudileri de kendi yılbaşlarını kutlardı. Hıristiyanları ise sadece farklı günlerde Noel’i tes’id ederdi. Osmanlı ülkesindeki Avrupalılar yılbaşını mütevazı partilerle kutlardı. İngiliz sefiri 1829 senesindeki yılbaşı kutlamasına Osmanlı devlet adamlarını da çağırınca, iş diplomatik bir seremoniye dönüştü. Beyoğlu, yılbaşının kutlandığı yegâne mekândı. Yeni devirde 1926’dan itibaren Türkiye’de yılbaşı kutlamaları başladı. Tayyare Piyangosu yılbaşı çekilişi tanzim etti. 1929’da devletin üst kademesi için ilk yılbaşı balosu verildi. Alışverişe vesile olduğu ve tüketimi körüklediği için bu gibi günler zamanımızda hararetle teşvik edilmektedir.

1 NİSAN ŞAKASI

Yılbaşı her ne kadar Julyen takviminde 1 Ocak idiyse de, Avrupa’da uzun zamanlar 25 Mart veya Bâbil geleneğinin de tesiriyle 1 Nisan’da kutlanırdı. 25 Mart’ta başlayan bahar eğlenceleri 1 Nisan’a kadar sürerdi. Gregoryen takviminin kabul edilmesi üzerine, 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. O zamanın şartlarında çoklarının bundan haberi olmadı. Haberi olmayanlarla olup da bu kararı protesto edenler, eski âdeti sürdürdüler. 1 Nisan'da eğlenceler tertiplediler. Diğerleri bunlara “Nisan Aptalları” adını verip, şakalar yaptılar. Gerçek olmayan haberler ve şaşırtıcı hediyeler verdiler. Yapılmayan partilere davet ettiler. Bu tarihte güneş balık burcunu terk ettiği için, kendisine 1 Nisan şakası yapılanlara “Nisan Balığı” da denildi. Zamanla bütün Avrupa’da 1 Ocak yılbaşı kabul edildi, ama Fransızlar 1 Nisan’ı da bu şekilde anmaya devam ettiler. Bu âdet İngiltere’ye iki asır sonra geçti. İskoçya’da 1 Nisan şakası yapılan kişiye guguk kuşu denir. Çünki guguk kuşu bu günlerde ortaya çıkar. Hindistan’da da 1 Nisan’da bahar eğlenceleri düzenlenir.

 

YILBAŞI ÇAMI

İngiliz keşiş Aziz Boniface, meşe ağacının kutsiyetine inanan Alman Druidleri, bunun doğru olmadığına inandırmak için büyük bir meşe ağacını kesmişti. Ağaç, küçük bir çam fidanı müstesna, etrafında ne varsa ezdi. Bu, hârikulâde bir hâdise olarak görüldü. Aziz Boniface, bu çamın, Hazreti İsa’nın çocukluğunu sembolize ettiğini söyledi. Malum, Hazreti Mesih ölmeyip göğe yükselmiştir. Alman Hıristiyanları Noel’de çam fidanı bulundurur; renkli kâğıttan güller, elma, şeker, bisküvi ve yaldızla süslerdi. Çam ağacında ilk mumu Luther yakmıştır. Bu, Yahudilerden gelme bir âdettir. İlk kez 1837’de Fransa’da Orleans düşesi Helene, Tuileries Sarayı’nda yılbaşında çam ağacı kurdu. Sonra dünyaya yayıldı. Çam ağacına itibar, hemen bütün eski cemiyetlerde vardır. Yaz-kış yapraklarını dökmediği için, “ölümsüzlüğü” sembolize eder. Yoksa Hazreti İsa’nın yaşadığı yerde çam ağacı ne gezer!

TEBRİK KARTI

Yılbaşında herkes elle bir tebrik kartı hazırlaşıp yakınlarına verir, uzaktakilere ise postalardı. 1843’te Londra’da Sir Henry Cole, dostlarına göndermek için zamanın meşhur ressamı J. Calcott Horsley’in çizimiyle ilk tebrik kartını bin adet bastırdı. Sonra dünyaya yayıldı. Posta daireleri muayyen bir zaman aralığında gönderilen tebrik kartlarını açık olmak kaydıyla mektuptan daha ucuza kabul ederdi. Teknolojinin ilerlemesiyle artık ne mektup, ne de tebrik kartı kaldı.

 

Noel Baba olarak bilinen Aya Nikola’nın ismini taşıyan Derme’deki Aya Nikola Kilisesi...

NOEL BABA

Hıristiyanların Noel Baba dedikleri Aya Nikola, Antalya’nın Patara kasabasında yaşamış bir azizdir. Aya, Rumca aziz demektir. Avrupa’da Saint denir. Kudüs’e giderken çıkan bir fırtınayı dindirdiği için denizcilerin koruyucusu sayılır. Derme’de fakirlere, bilhassa çeyizi olmadığı için evlenemeyen kızlara yardım ettiği anlatılır. Kendisini gizlemek ve fakirleri rencide etmemek için gece fakirlerin evine girip para bırakırmış. Pataralı bir zengin fakir düşmüş; kızlarına çeyiz yapamayacak hâle gelmiş. Aya Nikola, gece evin penceresinden bir kese para bırakmış. Sabah büyük kız keseyi bulup sevinmiş. Diğer iki kızın çeyiz paralarını da pencereleri kapalı olduğu için bacadan atmış. Kese, kuruması için ocağa asılı çorabın içine girmiş. İkonalarda Aya Nikola bu sebeple elinde üç altın top tutarak resmedilir. Noel Baba’nın hediye atması için ocağa çorap asılması geleneği buradan kalmadır. Aya Nikola, Myra (Demre) kasabasına piskopos tayin edildi. Hazreti İsa’nın dinini yaydığı için çok işkencelere maruz kaldı, hapse atıldı. Burada 342 senesinde vefat etti. Haçlı Seferleri sırasında 1087 senesinde İtalya’nın Bari şehrinden tüccarlar azizin kemiklerini alıp memleketlerine götürdü; burada yapılan bazilikanın içinde gömdüler. Kemiklerin bir parçası bugün Antalya müzesindedir. Hazreti Muhammed’in gelişinden önce yaşadığı için, Müslümanlar kendisini salih bir mümin kabul eder.

ÇOCUKLAR HEDİYE BEKLERDİ!

Aya Nikola, Rusya, Yunanistan ve Sicilya’nın koruyucu azizidir. Orta Çağ’da ünü Avrupa’ya yayıldı. En çok Hollandalılar sahip çıktı. Hollandalı çocuklar tahta ayakkabılarını ocağın yanına koyup hediye beklerdi. Amerika’ya muhacir götüren ilk Hollanda gemisinin pruvasını azizin büstü süslüyordu. Amerika’daki ilk kiliseye adı verildi. Hollandalılar Sint Nikolas derdi. Bu, Sinterklass, sonra da Santa Claus’a dönüştü. Böylece Amerika’ya giden Aya Nikola, sonra Avrupa’ya döndü. William Gilley bir çocuk şiirinde Aya Nikola’yı Noel Baba adıyla, sekiz Ren geyiğinin çektiği uçan kızağıyla tasvir etmişti. Vikingler, tanrıları Odin’in her aralıkta sekiz bacaklı atı Sleipnir ile dünyaya gelip fakirlere yardım ettiğine inanırdı. Noel Baba’nın 8 Ren geyikli kızağıyla benzerlik enteresandır. Roma ve Alman mitolojisinde de benzeri efsaneler vardır. Hervey’in 1837’de Amerika’da en çok satan The Book of Christmas adlı kitabı Noel Baba’yı dünyaya tanıttı. 1863-1866 arasında Harper Weekly mecmuasına Noel resimleri çizen Thomas Nast, Noel Baba’yı kırmızı elbisesi, beyaz sakalı ve Ren geyiklerinin çektiği kızağıyla tasvir etti. Bunu kendisinden İç Savaş’ta Noel esnasında askerleri cesaretlendirmek için başkan Abraham Lincoln istemişti. 1924 senesinde Coca Cola için reklam afişi yapan İsveçli Haddon Sundlom, bu karikatürü kullandı. Karışımında kokain olduğu için reklamında çocuk kullanılması yasak olan içeceğin böylece çocuklara da hitap etmesi sağlandı. 1939’da Chicago’da bir mağazanın reklam broşüründe de bu kılığıyla Noel Baba yer alıyordu. Broşür o sene 2.5 milyon dağıtıldı. İşte kırmızı elbiseli, beyaz sakallı, geyiklerin çektiği kızaklı Noel Baba’nın doğuşunun hikâyesi böyledir. Türklerin Aya Nikola’dan haberi olmayıp, ama Noel Baba figürüne Hıristiyanlardan fazla itibar etmesi şaşılacak şeydir! Yoksa Aya Nikola ile Noel arasında bir irtibat yoktur. Zaten Antalya’da Ren geyiği, kızak ve kürk ne gezer!

HİNDİ

Hindinin Noel ve yılbaşı ile hiç alâkası yoktur. Amerika’ya ilk gelen İngiliz muhacirler açlıkla karşılaşmış; Kızılderililerin yardımıyla çabuk yetişen mısır sayesinde felâketten kurtulmuştu. Mısır hasadı yaptıklarında Kızılderilileri de davet edip hindi ziyafeti verdiler. Kasım sonundaki bu günü Amerikalılar Şükran Günü adıyla hâlâ kutlarlar. Hindinin vatanı Amerika’dır. İlk gelenler bunu Hind Tavuğu sanmış; Hind tavuğu o zamanlar Türklerin hâkimiyetindeki Batı Afrika’dan Portekizli gemiciler tarafından getirildiği için hindiye turkey demişti. (Yahudiler, yılbaşından hemen sonra kutladıkları Yom Kipur bayramında bir kümes hayvanını başlarında döndürüp kurban eder, günahın bu hayvana geçtiğine inanırlar. Belki de bir irtibat vardır.)

YAHUDİ YILBAŞISI

Yahudi yılbaşısı (Roş ha-Şana) eylül sonundadır. Yahudiler ay ve güneş takviminin bir karışımını kullandığı için her sene günü değişir. Bir gün önce yıkanıp, tıraş olunup bayramlıklar giyilir. Yılbaşı günü ve öncesi oruç tutulur. O gün havrada ağırbaşlı bir âyin tertiplenir. Akşam havradan eve dönüşte beraberce yemek yenir. Yılbaşı âyinleri, Yom Kipur denilen mukaddes kefaret gününe kadar bir hafta sürer. Yahudilerin, 25 Aralığa denk gelen bir bayramları vardır. Hanuka denilen bu bayramda her yer kandillerle süslenir. Hediyeler verilip, oyunlar oynanır. Patates gözlemesi yenir. Başkaları Yahudiler de yılbaşını kutluyor zanneder.