HOLLANDA’DA 123 SENE SONRA İLK KRAL!

Hollanda’nın sevilen kraliçesi Beatrix, 30 Nisan’da tahtı 46 yaşındaki oğlu Willem Alexander’a devretti. Kendisi de 33 sene evvel 30 Nisan 1980’de tahta çıkmıştı. Yeni kral, 123 sene sonra Hollanda’nın gördüğü ilk erkek hükümdardır.
1 Mayıs 2013 Çarşamba
1.05.2013

Hollanda’nın sevilen kraliçesi Beatrix, 30 Nisan’da tahtı 46 yaşındaki oğlu Willem Alexander’a devretti. Kendisi de 33 sene evvel 30 Nisan 1980’de tahta çıkmıştı.  Yeni kral, 123 sene sonra Hollanda’nın gördüğü ilk erkek hükümdardır.

  Kraliçe Beatrix, oğlu Prens Willem ve gelini ile sarayın baklonundan halkı selamlarken

Hollanda’ya Osmanlılar Felemenk, yani Flaman ülkesi derdi. Flamanlar, bir Cermen kavmidir. Memleketin resmî adı Netherland (=Alçak Ülkeler). Zira ülkenin büyük kısım deniz seviyesinden aşağıdır. Hollanda, memleketi meydana getiren eyaletlerden yalnızca birisidir. Ancak uzun zamandır ülkenin kalbi mesabesinde olduğu için İngiliz ve Almanlar, bu ismi kullanmıştır. Ne var ki, Hollandalılar, ülkenin diğer eyaletlerinde pek sevilmez. Peyniri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri ve Holştayn inekleri ile meşhurdur. Kanallar ülkesidir. Sel çok olur. Fransız işgalinde kanal kapaklarını açarak, işgalcileri suya boğmuş ve vatanlarını kurtarmışlardır. Deniz kıyısına yapılan setler sayesinde çok toprak kazanılmıştır.  Amsterdam, bugün bile Kuzey’in Venedik’i olarak bilinir.

                                         Hollanda Kraliyet Sarayı

Seçilmiş krallar

Felemenk eyaletleri, uzun zaman Alman İmparatorluğu’na bağlı yaşadı. Sonra İspanya’ya geçti. Protestanlık yayıldı. 1581’de Birleşik Eyaletler adıyla müstakil oldu. Kısa zamanda büyük devletler arasına girdi. 1713’e kadar da böyle tanındı. Zaten her zaman nüfusun yoğun olduğu bir yerdi. Deniz ticareti, bankacılık, mücevhercilikle zenginleşti. Doğu Hind Kumpanyası’nı kurdu. Asya’da Portekiz’in yerini aldı. Endonezya, Seylan, Hindistan, Amerika ve Antiller’de koloniler kurdu. Hollandalılar, Amerika’ya ilk gidenlerdendir. New York’un adı, eskiden New Amsterdam idi. Endonezya, 1950’lerde istiklalini elde etti. Sömürgelerinin çoğunu İngilizlere vermek zorunda kaldı. Ama hala sömürgeleri vardır. 1612’de Sultan I. Ahmed’e gönderilen elçi ve Felemenk’e tanınan imtiyazlar ile başlayan Osmanlı-Hollanda münasebetlerinin 400. yılı geçenlerde kutlandı.

Eyaletler, devlet başkanını (sthathouder) seçerdi. Umumiyetle bu kişi Orange hanedanından olurdu. Norman asıllı hanedanın ilk atası IX. asırda yaşamıştır. 1124’de Nassau şatosunu yaptırınca bu isimle anılmıştır. Bu hanedandan 1711’de ölen sthathouder Jan Willem Friso, birçok Avrupa hanedanının müşterek atasıdır.  Hollanda’yı 1797’de Fransızlar işgal etti. İmparator Napolyon Bonaparte, kardeşi Louis’yi Hollanda kralı yaptı.  Napolyon düşünce, 1815’de Hollanda Krallığı kuruldu. 1830’da Katolik Belçika; 1890'da da Lüksemburg Hollanda'dan ayrıldı.

  

                                  Hollanda tahtının kadın hükümdarları bir arada

“Seni tahtın vârisi yaparım!”

Kral III. Willem, ilk karısı öldüğünde 60’ını aşmıştı. Vârisi olmadığı için, taht akraba bir Alman hanedanına geçecekti. Kral tekrar evlendi. 10 Ağustos 1880 günü halk, tahtın vârisinin doğumunu beklemek üzere sarayın önüne yığıldı. Bebek kızdı. Ama halkın sevinci azalmadı. Taht kurtulmuştu. Kıza Wilhelmina adı verildi. Babası 1890’da ölünce, Wilhelmina, 10 yaşında tahta çıktı. Annesi Adelheid Emma (1858-1934), kendisine 8 sene naiblik yaptı. Kızını çok sıkı bir terbiye ile yetiştirdi. Öyle ki bir gün bebeği ile oynarken Kraliçe Wilhelmina’nın, “Uslu dur, yoksa seni tahtın vârisi yaparım!” dediği meşhurdur. Dünyanın en buhranlı zamanlarında dirayetle hüküm sürdü. Memleketini I. Cihan Harbi’ne sokmadı. Naziler Hollanda’yı işgal edince, kraliçe İngiltere’ye, oradan da Kanada’ya giderek, mukavemet hareketini yönlendirdi. İngiltere başbakanı Churchill onun için, “Savaşta sürgüne giden hükümdarların en cesuru idi” demiştir. Kraliyet ailesi 1945’te ülkesine döndü. Wilhelmina, dindarlığı ve gelenekçiliği ile tanındı. Yaptığı yatırımlarla çok zengin oldu. Buna rağmen sade bir hayat yaşar; parklarda bisikletle dolaşırdı. Devlet işlerinde en ince teferruata dair bilgisiyle herkesi şaşırtırdı. İşçi isyanını muhafızları olmadan halkın arasına karışarak bastırmayı ve sonra da çalışma saatlerini ayarlayarak işçileri teskin etmeyi becermiştir. Mecklenburg-Schwerin dükü Heinrich ile evliydi. 1934’de kocasını kaybetti. 1948’de yegâne kızı Juliana lehine tahttan feragat etti. 1962’de 82 yaşında öldü. Feragat etmese idi, 72 yıl ile Fransa Kralı XIV. Louis’den sonra en uzun tahtta kalan hükümdar olacaktı. Kısa boylu, toplu, güzel yüzlüydü.

 

                            Kraliçe Wilhelmina bisikletle gezerken (solda). Kraliçe Juliana'nın düğünü (sağda).

KraliçeJuliana (1909-2004), Leiden Üniversitesi’nde tahsil gördü. 1936 kış olimpiyatlarında tanıştığı Alman Lippe Prensi Bernard (1911-2004) ile evlendi. Dört kızları oldu. Prens, savaş sırasında Hür Hollanda Ordusu’nun kumandanı idi. Juliana’nın hükümdarlığı sırasında kraliyet iki sarsıntı yaşandı. Greet Hofmans adında bir şifacı kadın, geçirdiği kızamıkçık sebebiyle gözleri görmeyen Prenses Margriet’i iyileştirmek bahanesiyle saraya nüfuz etti. Kendisine Dişi Rasputin adı takıldı. Bu hâdise, hanedanın itibarını sarstı. Derken iş adamı Prens Bernard, Lockheed skandalında rüşvet almakla suçlandı. İtham ispatlanamadı, ama prens bütün vazifelerinden istifa etti. Almanya ile münasebetleri düzelten ve tahta tekrar itibar kazandıran Kraliçe Juliana, 1980’de kızı Beatrix lehine feragat etti. Kraliçe Beatrix, Alman diplomat Claus von Amsberg ile evlidir. Prens, vaktiyle Nazi yanlısı olmakla suçlandı. Almanya’da o zaman kim Nazi değildi ki… Şimdi o da tahttan feragat ediyor. Üç oğlundan 1967 doğumlu Prens Willem kral olacak. Leiden’de tarih okuyan prensin üç kızı vardır.

        

Kraliçe Beatrix'in oğlu ve geliniyle Körfez seyahati sırasında bir câmiyi gezerken başını örtmesi, dedikodu mevzuu olmuş; Kraliçe, bu dedikoduları ciddiye almamıştı.