SULTAN ABDÜLHAMİD'İN ZAMANA DİRENEN SAATLERİ

İbâdetler için, zamanı bilmek mühimdir. Bunun için Müslümanlar saate ayrı bir ehemmiyet verdiler. Saatçilik, hayırlı bir meslek; saat kulesi dikmek de sevaplı bir iş olarak görüldü.
26 Mart 2018 Pazartesi
26.03.2018

İbâdetler için, zamanı bilmek mühimdir. Bunun için Müslümanlar saate ayrı bir ehemmiyet verdiler. Saatçilik, hayırlı bir meslek; saat kulesi dikmek de sevaplı bir iş olarak görüldü.


                Dolmabahçe Saat Kulesi

Sultan Abdülhamid’in nice hizmetlerinden biri de memleketin her köşesini saat kuleleriyle donatmasıdır. Bu uğurda adeta bir seferberlik başlatmıştır. Böylece hem saatin fazla bulunmadığı bir devirde halkın kolayca zamanı öğrenmesi temin edildi. Hem de şehirlerde hükümetin gücünün sembolü oldu.

Sadece büyük şehirlerde değil; küçücük Anadolu kasabalarında hiç ummadığınız bir şekilde saat kuleleri, karşınıza dikiliverir. Muntazam ve dakik yaşamayı âdet hâline getirmiş hükümdar, bu alışkanlığını böylece adeta teb’asına da aşılamak istemiştir. Mimari hususiyetiyle saat kuleleri, şehirlerin siluetinin parçası olmuş; sosyal faaliyetler için bir buluşma noktası teşkil etmiştir.

Gerçi Sultan Hamid’den evvel de saat kuleleri vardı. Sultan Abdülmecid’in 1849’da yaptırdığı Nusretiye Saat Kulesi, İstanbul’un en eskisidir. İstanbul Modern Müzesi’nin içinde kaldığı için dışardan geçenler göremez; bu sebeple pek bilinmez.

İstanbul’da arz-ı endam eden saat kulelerinden en meşhuru, Beşiktaş’taki Dolmabahçe Saat Kulesi’dir. Meydanda ve sarayın yanı başında olduğundan, insanlar önünde resim çektirmeye bayılır. 1895’te sultan Hamid’in yaptırdığı saat kulesinin, halkın anlayacağı şekilde havayı gösteren termometresi de vardır.

Yıldız Câmii’nin önünde 1890’da yaptırılan zarif Hamidiye Saat Kulesi de termometresi ve rüzgâr gülü ile meşhurdur; ama saati ne yazık ki çalışmamaktadır. Şişli Etfal Hastanesi bahçesinde 1907’de inşa edilen saat kulesi en az bilinenlerdendir.


Sahat Kula, Sahat Kapija, Kalemegdan -   Belgrad

İhtiyaç kalmadı

Anadolu’da Balıkesir (1827), Amasya (1865), Merzifon (1866), Adana (1882), Ankara (1884), Kastamonu (1885), Muğla (1885), Mudurnu (1891), Çorum (1894), Tarsus (1895), Çanakkale (1897), Antalya (1901), İzmit (1901), Tokat (1902), Bursa (1905), Kayseri (1906), Bilecik (1907), Yozgat (1908), Bayburt (1923) ve Göynük (1923) saat kuleleri meşhurdur. Hemen hepsi de bürokratlar tarafından yaptırılmış birer sanat eseridir. Bazılarının hikâyeleri de vardır.

Giridîzâde Mehmet Paşa’nın yaptırdığı 1827 tarihli Balıkesir Saat Kulesi, Anadolu’da bu tarzın ilk misallerindendir. Galata Kulesi’ne benzer. Zelzelede yıkılmış; 1901’de tekrar yapılmıştır.  1865 tarihli Amasya Saat Kulesi, 1940’da zamanın vâlisi tarafından yıktırıldı ise de, 2002’de aslına sadık kalınarak tekrar inşa edildi.

Bir darbe teşebbüsünü sopasıyla önlemeye muvaffak olan ve Sultan Hamid’in itimadını kazanan Beşiktaş Muhafızı Yedisekiz Hasan Paşa’nın memleketi olan Çorum’da 1894’te yaptırdığı saat kulesinin çanları, yakın köylerden bile duyulurdu. Muğla Saat Kulesi 1885’de belediye reisinin himmetleriyle Rum ustalara yaptırılmıştı. Kitâbesini yazan şâir Hakkı diyor ki,

Kalmadı hiç ihtiyaç cep saati taşımaya,

Aks-i âvâz ile âlem vakti etti şuur.


                     Tokat Saat Kulesi

Çeşme ve Saat Dostluğu

Vâli Abdurrahman Paşa’nın 1885’de Kastamonu’da yaptırdığı saat kulesinin saati İstanbul’dan gelmiştir. Rivayete göre, Sarayburnu’nda iken zamansız çalmış; hatta bir hanım bu sebeple çocuğunu kaybetmiş; saat tamir edilmiş; ama sürgünden kurtulamamıştır.

Mudurnu’nun ahşap saat kulesi yanınca; 1891’de yerine harap Mudurnu kalesinin taşlarıyla yeni bir saat kulesi yaptırıldı. İnşaatında mahkûmların çalıştığı kulenin saati, kasabanın demirci ustası tarafından yapılmıştır.

1895’te Tarsus’da eşraftan Feyzullah Ağa’nın yaptırdığı ve bu sebeple Mecidî nişanı ile taltif edildiği kulenin saati Avrupa’dan getirtilmiştir.

Çanakkale’nin 1897 tarihli pembe granitten saat kulesinin masraflarını, zamanın İtalyan konsolosu karşılamıştır. Önünde çeşmesi vardır.

Sultan Hamid’in tahta geçişinin 25. yıldönümü vesilesiyle 1901’de yaptırılan İzmir Saat Kulesi, bu türün en zariflerinden ve şehrin sembolüdür. Bugün çalışmayan saatlerini, Kayzer II. Wilhelm hediye etmişti. Kulenin, dört tarafındaki dört çeşme, ayrı bir karakteristiğini teşkil eder.

Antalya Saat Kulesi (1901), Sadrazam Sait Paşa tarafından yaptırıldı. İzmit (1901) ve Tokat (1902) saat kulelerini bizzat padişah yaptırdı.

XIX. asrın başlarından kalma Bursa Saat Kulesi zelzelede yıkılınca; Sultan Hamid 1905’te şimdikini yaptırmıştır.  Merzifon’da XV. asırdan kalma Çelebi Sultan Mehmed medresesinin cümle kapısı üzerindeki saat kulesi yıkılınca, 1866’da hâlihazırdaki saat kulesi yaptırılmıştır.

1810’dan evvel yaptırılan Bolu Saat Kulesi zamanla yıkılmış; 1989’da Yıldırım Bayezid Câmii yakınındaki parkın içine yeniden dikilmiştir.

Bu maksatla yapılmayan saat kuleleri de vardır. Anadolu’nun bugün de ayakta en eski saat kulesi, 1174 tarihinde Erzurum’da gözetleme kulesi olarak yaptırılmış; 1854 Kırım Harbi’nden az evvel saat takılmıştır. Bu saati Ruslar söktüğü için, 1877’de İngiliz hükümetinin hediye ettiği saat takılmıştır.

Urfa’da Ulu Câmi avlusunda Haçlılardan kalma çan kulesi, 1927’de saat kulesine dönüştürüldü.  Silifke’de 1896 tarihli eski bir fabrikanın bacası, 2005’ten beri bir saat kulesidir ve Hacıpaşa Saat kulesi diye anılır.

İğneyi gördüm de, kule hani?

 Türkiye sınırları dışında kalan saat kuleleri, Tiran’dan Beyrut’a, Belgrad’dan Yafa’ya kadar bütün zarafet ve ihtişamıyla Osmanlı medeniyetinin şanlı mazisine şahitlik eder. Câmilerin minareleri gibi, her biri göklere uzanan adeta bir şahadet parmağıdır.

Üsküp’teki saat kulesi 1577’den kalmadır. Podgoriça’da Osmanlı vâlisi Abdi Paşa’nın 1667’de yaptırdığı saat kulesi, Avrupa’nın eskilerindendir ve hâlâ ayaktadır. Belgrad surlarının İstanbul kapısı üzerindeki ‘Sahat Kula’, XVII. asırda Venedikli mimar Cornaro’ya yaptırılmıştır.

Tiran’da 1822 tarihli saat kulesi Hacı Edhem Bey’in hatırasıdır. Manastır’daki saat kulesi, 1664 tarihlidir. Bosna-Hersek’te XVI. asırdan bu yana mahallî idareci ve eşrafça yaptırılan saat kulelerinden 30 kadarı ayaktadır. En eskisi Banyaluka’daki Ferhat Paşa Câmii’nin kulesidir (1579).

Manastır’da, yakınları, yaşlı bir hanıma takılmak için saat kulesini göstererek; “Kulenin üzerindeki iğneyi görürsen, seni evlendireceğiz” demişler. “İğneyi görüyorum da kule hani?” demiş. Şimdiki hükümet, kulenin üzerine bir haç dikerek tarihe vefasını! göstermiş; bir Osmanlı yadigârını hoyratça sahiplenmiştir.


                       Kudüs Saat Kulesi

Musul Saat Kulesi (1882), aynı zamanda bir kilisenin çan kulesidir. Son iç savaşta harab olmuştur. Sultan Hamid’in yaptırttığı saat kuleleri, Şam ve Haleb’e ayrı bir zarafet katar. Bu devirden kalma Hamidiye Saat Kulesi, Beyrut’un sembolüdür. Sultan Hamid’in 25. tahta geçiş yıldönümü hatırasına Trablusşam halkının yaptırdığı saat kulesi, ‘Burc-i Osmânî’, hâlâ şaşmadan zamanı göstermektedir.

Filistin’de hepsi Sultan Hamid’in yâdigârı 6 saat kulesinden, Yafa, Hayfa, Akkâ, Safed ve Nablüs’tekiler ayaktadır. Kudüs’teki zarif saat kulesi, 1922’de İngilizler tarafından yıkılmış; halkın reaksiyonu üzerine yeniden yapılacağı va’dedilmişse de, gerçekleşmemiştir.

Bir Osmanlı saat kulesi de Meksika’da Meksico City’nin meydanlarından birini süsler. Lübnan’dan buraya hicret etmiş Maruni ve Yahudi asıllı Osmanlı vatandaşları tarafından 1910 tarihinde Mağrib üslûbunda yaptırılmıştır. Bunu görenler, bir an için, vaktiyle Meksiko’nun da Osmanlı şehri olduğunu zanneder.

                          Meksika Saat Kulesi