"Acaba benden bilerek veya bilmeyerek küfür meydana geldi mi" diye korkmanin hükmü nedir? Kitaplarda tecdid-i iman ve nikâh yapılması tavsiye ediliyor. Demek ki bu korku şüphe olmuyor. Ama şüphe olmamasını da tam kavrayamıyorum. Çünki neticede " Acaba imanımı götürecek bir iş yaptım mi?" diye şüphe ediyor. Sanki "Acaba imanım var mı" dermiş gibi olmuyor mu?
Bilmeyerek küfr demek, bir şeyin küfr olduğunu bilmeden söylemek veya yapmaktır. Yahud bilip de farkında olmadan söyleyip yapmaktır. Bu imanda şüphe değildir. Ortada bir şüphe yoktur. Ama insanın bilmeden küfre düşmesi veya küfre düşüp bunun fakında olmaması mümkündür. Burada imanından şüphe etmemektedir. İkisi farklı şeylerdir. Namaz kılan bir müslümanın küfr-i inadî ile kâfir olması düşünülemez. Dolayısıyla imanında şüphesi de olamaz. Ancak küfr-i hükmîye düşebilir. İslâmiyetin imansızlık alâmeti dediği sözleri söyleyen ve işleri yapan, kalbinde tasdik olsa ve inandığını söylese de, imanını kaybeder, kâfir olur. İslâmiyetin tazimini emrettiği şeyi tahkir etmek, kötülemek de böyledir. Böyle birisi bu söz veya işinden tövbe edip tecdîd-i iman yaparsa, imanı geri gelir.

Küfre sebeb olan bir işi veya sözü, bilmeyerek, hata ile veya teville söyleyince veya yapınca da küfr olur diyen âlimler vardır. Bu sebeple her Müslümana, bilerek veya bilmeyerek söylediği küfr lafızları ve işleri için zaman zaman tecdid-i iman ve nikâh yapması ve sabah-akşam (Allahümme innî e’ûzü bike min en üşrike bike şey’en ve ene a’lemü ve estağfirüke li-mâ lâ a’lemü inneke ente allâmülguyûb) duasını okuması hadîs-i şerifte tavsiye edilmiştir.

Bahsettiğiniz hususta ise şüphe yok, küfre düştüğünü bilip bilmemek vardır. Bir Müslüman hiç tecdid-i iman okumasa, bir şey gerekmez. İman ya vardır ya yoktur. İmanda şüphe, olacak bir mesele değildir. Bunu mesele yapıp düşünmeye gerek yoktur. Çünki bunu düşünmek, ayrı bir vesvesedir. İlacı da imanımda şüphe varsa var, bir şey olmaz deyip mümin olmanın icaplarını yerine getirmeye devam etmektir.


8 Aralık 2011 Perşembe
Alakalı Başlıklar