Halid bin Velid’in Müslüman olduklarını söyledikleri halde Mâlik isminde bir kabile reisini öldürttüğü, hatta aynı gece zevcesini câriye olarak aldığı; Hazret-i Ömer’in de buna öfkelendiği iddia ediliyor. İşin aslı nedir?
Hazret-i Peygamber'in vefatından sonra irtidad edenleri yola getirmek için Halîfe Hazret-i Ebû Bekr tarafından görevlendirilen Hâlid bin Velid, vaktiyle Hazret-i Peygamber'in âmili (zekât memuru) olan ve daha sonra mürtedlerin arasında müslümanlara karşı çarpışan Mâlik bin Nüveyre'yi irtidad ve pekçok müslümanı katlettiğini anlayınca öldürmüştü. Mâlik'in kardeşi halîfeye gelerek, kardeşinin irtidad etmediği, dolayısıyla bu cezanın haksız olduğu hususunda itirazda bulundu. Öte yandan Eshâb'dan Hazret-i Ömer ve Ebû Katâde de buna iştirak etti. Halîfe, Hâlid'i çağırtıp vaziyeti sordu. Hâlid: "Resulullah‘ın (Hâlid Allahın kılıncıdır!) dediğini duymadınız mı? Allahın kılıncı ancak kâfir ve münâfıkların boynunu vurur" diye kendini savununca Halîfe, Hâlid'in sözünü kabul ve itirazı reddederek Hâlid'i beraat ettirdi. (İbni Abdilberr, II/429) Ömer halife olunca Halid’i azletti ve dedi ki, “Ben Hâlid‘i kızdığım için veya hıyaneti sebebiyle azletmedim. İnsanlar onunla fitneye düşmesinler, yani zaferin sadece onunla olacağına inanıp Allah’ı unutmalarından korktuğum için azlettim” buyurdu. (İbn Esir) Kabilesi Malik için ağıtlar yaktılar. “Kimseye Malik kadar ağlanmamıştır” sözü meşhurdur. Şiiler bu hadiseyi Ebu Bekr aleyhine kullanarak, Malik’in kabilesinden gelen tarihçi Seyf bin Ömer’in uydurmaları üzerine efsaneler kurdular. Malik’in zevcesi cariye oldu ve Halid’in hissesine düştü. İddet beklemeden evlendiği gerekçesiyle Halid'e tan edilmiştir. Bu rivayet doğru değildir. Olsa bile cariyenin iddetinin olup olmadığı ihtilaflıdır.


24 Kasım 2012 Cumartesi