Napolyon nasıl bir şahsiyetti?
Korsikalı sıradan bir asker iken, zekâsı ve talihin yardımıyla yükseldi. İhtilalin içinde yer aldı. Askeri karizmasına dayanarak siyasi bir figür haline geldi. 1799’da Fransa konsülü, 1804’te de Fransa imparatoru oldu. Usta bir asker ve politikacı olduğu kadar, entelektüel idi. Muharebe meydanına giderken bir araba kitap götürür, bunları okur, etrafındakilerin tavsiyelerine kıymet verirdi. Fransa’da ihtilalin travmalarını gidermeye çalıştı. Eski rejimin iyi taraflarını ihya etti. En büyük meziyeti ve faydası bu olmuştur. Yeni kanunlar, adli ve idari müesseseler meydana getirdi. Merkezi idareyi tesis etti. Sıkı bir polis rejiminin yanında, her cinsten halk (açık ve tehlikeli politik muhalif olmamak kaydıyla) onun zamanında rahat ve huzur içinde yaşadı. Yahudilere ilk defa getto dışında yaşama ve sosyal hayata girebilme hürriyeti verdi. Mısır’ı işgali sırasında İslamiyet ve Hazret-i Muhammed hakkında övücü sözler söyledi. Bütün diktatörler gibi megalomandı. Şahsi zaafları vardı. Dünya hakimiyeti idealine sahipti. İngiltere, İsveç, Portekiz ve Osmanlı Devleti dışında bütün Avrupa’ya hâkim oldu. Avrupalılar, bir maceraperest olarak gördükleri Napolyon’un bu kadar yükselmesini hazmedemedi. Bunun için birleşerek Napolyon’u mağlubiyete uğrattılar. Hayatını sürgünde tamamladı. Kendisini sevmeyenlerden çok seveni vardır. Sevmeyenler bile onun modern Fransa’nın kurucusu olduğunu itiraf ederler. Hatta Almanya bile (Ren Federasyonunu kurması itibariyle) birleşmesini ona borçludur. Hakkında en çok kitap yazılan, film çevrilen, lehte ve aleyhte fikir ileri sürülen, hususi hayatının dedikodusu yapılan tarihi şahsiyetlerdendir. Bütün dünyada, ezcümle Türklerde, basit bir maziden kolayca yükselebilme idealine sahip Enver Paşa gibi kişiler, kendisini ilham kaynağı olarak gördü. Emil Ludwig ile Chateaubriand’ın hakkındaki kitapları faydalıdır.


22 Kasım 2023 Çarşamba
Alakalı Başlıklar