Fıkıh kitaplarında, aynı mesele için birbirinden farklı hükümler olabiliyor. Bunların hangisine göre amel edilmesi gerekir?
Bir mesele hakkında Hanefî mezhebi ulemâsından birbirinden farklı görüşler nakledilmişse, sonraki âlimlerden tercihe ehil olanlar, rivâyetin sıhhatine veya dayandığı delilin kuvvetine yahud da zamanın ihtiyaçlarına göre birini tercih eder. Müctehid bir müftînin fetvâ verdiği görüş, sonra gelen ve müctehid olmayanlar için delildir. İşte İslâm hukuku kitaplarında geçen "fetvâ böyledir", "müftâbih kavil budur", "râcih kavil budur", "sahihdir", "esahdır", "mutemed olan budur", "ezhardır", "eşbehdir", "evcahdır" "muhtardır" sözleri buna işâret eder. İşte sonra gelen müftîler ve herkes bunlara uymakla mükelleftir. Ancak ihtiyaç ve zorluk olduğunda, kendisiyle fetvâ verilmemiş, tercih edilmemiş zâif görüşlerle de amel edilebilir. Müftî gerekirse bunlarla da fetvâ verebilir. Bununla beraber, altında "esah, evlâ, evfak" gibi sözlerden birinin bulunduğu hükmü esas almakta müftînin muhayyer olduğu, bunun muhâlifi ile de amel edebileceği söylenmiştir. Ancak "sahihdir, bununla amel olunmuştur" gibi sözlerde böyle bir muhayyerlik yoktur. "Fetvâ böyledir" sözü "sahih, esah, eşbah" gibi sözlerden; "esah" sözü ise "sahih" sözünden; "ahvat" sözü ise "ihtiyat" sözünden daha güçlüdür. Müftî elindeki muteber kitapta bir hükmün altında "sahihdir", "fetvâ böyledir", "Bununla amel olunmuştur" sözlerinden birini görünce, bununla fetvâ verecektir. Ancak "esahdır", "evfakdır", "ercahdır" gibi sözlerden birini görürse bununla fetvâ verebileceği gibi, bunun hilâfı ile de fetvâ verebilir. Çünki artık burada iki sahih görüş söz konusudur. Bir görüş için meselâ Hidâye'de "sahihdir", denilip, bunun muhalifi bir görüş için de Kâfî'de aynı söz söylenmişse müftî muhayyerdir. Deliline göre güçlü olanı seçip bununla fetvâ verir. İki sahih görüşü bildirmede, muteber kitapların metinleri şerhlerinden; şerhleri de fetvâ kitaplarından daha üstündür. Bir iş için birbirine uymayan iki görüşten biri "esah", diğeri ise "sahih" diyorsa, sahih olmada ittifak bulunduğu için bu görüş alınır. Kitaplarda geçen "kıyle", yani "denildi" sözü, zayıf görüşleri bildirmektedir. Öte yandan kaynaklarda "yapmamalıdır" veya "yapmalıdır" şeklinde ibareler nedb, yani tavsiye bildirir. Yapılmaması veya yapılmasının daha iyi olduğunu gösterir. Bir işin câiz olduğu bildiriliyorsa, bu işi yapmanın mahzuru olmadığı, ancak yapmamanın evlâ olduğu anlaşılır. “Mahzuru yoktur” veya “beis yoktur” sözleri de böyledir. Yapmamanın daha iyi olduğu mânâsına gelir. Bir mesele hakkında kaynaklarda peşpeşe üç görüş bildiriliyorsa, birincisi veya sonuncusu tercih edilir; ortadakilere itibar olunmaz. Metin kitapları ile fetvâ kitapları arasında bir görüşün sıhhati bakımından ihtilaf söz konusu ise, metin kitapları esas alınır.


7 Mart 2013 Perşembe
Alakalı Başlıklar