Sünnetler yerine kazâ kılınabilir mi?
Klasik Hanefî fıkıh kaynaklarında, “Kazâ kılmak nâfile kılmaktan evlâdır. Ancak, beş vakit namazın revâtib sünnetleri ile duhâ, evvâbin gibi namazları kazâ değil, sünnet niyetiyle kılmak evlâdır” diyor. Görülüyor ki, nâfileler yerine kazâ kılmak câizdir. Mesele evlâ olup olmama meselesidir. Bu sebeple “kılınmaz” sözü yanlıştır. Bazı ulemâ, özür ile kazâya kalan namazlar (fevâit) ile kasden kazaya bırakılan namazlar (metrûkat) arasında tefrik (ayırım) yapar. Fevâit için sünnetler yerine kazâ kılınmasına hacet olmadığını, bu kadarcık gecikmeye dinen izin verildiğini söyler. Metrûkât borcu olanların ise, bunları kazâ etmeden kıldığı sünnet namazın kabul olmayacağı, yani sevab verilmeyeceğini; senelerce kazâya kalmış namaz borcu olanların, nafaka ve zaruri ihtiyaçlar dışında kalan zamanlarda hep kazâ kılması gerektiğini, sünnetleri de kazâ niyetiyle kılarsa biiznillah sünnet sevabından mahrum kalmayacağını beyan eder. Bu tefriki nazara almayanlar, kasden kazâ borcu bulunanların sünnetleri kazâ niyetiyle kılması hususundaki fetvânın nevâdir haberlerinden olduğunu; bunların mezhebin asıl kaidesini değiştiremeyeceğini söyleyerek karşı çıkar. Halbuki nevâdir, mezhebin asıl kaynaklarında hüküm bulunmayan meseleler içindir. Mezhebin asıl metinlerinde sünnetleri kazâ niyetiyle kılmamanın evlâ olduğuna dair hüküm, özürle kazâya kalmış namazlar için olunca, mesele kalmaz.


16 Nisan 2013 Salı
Alakalı Başlıklar