İSRAİL’DE OSMANLI KANUNU MECELLE

İsrail, bugün bile Osmanlı medenî kanunu olan Mecelle'yi mahkemelerinde tatbik etmektedir.
21 Kasım 2008 Cuma
21.11.2008

Osmanlı medenî kanunu Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye 1869 senesinde Sultan Aziz devrinde hazırlandı. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra bile, İsviçre medenî kanununun kabul edildiği 1926 senesine kadar tatbik olundu. Çeşitli lisanlara tercüme edildi. Şerhleri yapıldı. Vaktiyle Osmanlı toprağı olan Arap ve Balkan ülkelerinde de uzun zaman tatbik edildi. Şurası bir gerçektir ki, Mecelle’nin en enteresan ve uzun serüveni Filistin’de yaşanmıştır.


 

Mecelle'nin başsayfası

Millî vicdan meselesi

Paris Konferası esnasında (1856) Osmanlı Devleti, düvel-i muazzama, yani dünyayı idare eden süper güçler arasında idi. Avrupa devletlerinin Osmanlı memleketiyle ticarî ve diplomatik temasları artmıştı. Ecnebîler, “Kanununuz ne ise meydana koyunuz! Biz de görelim ve teb’amıza bildirelim” diyorlardı. O sırada Fransız taraftarı Âli Paşa sadrâzam bulunduğundan, aynı zamanda İstanbul’daki en nüfuzlu kişi Fransa Sefiri Bourée idi. Bourée, Fransız medeni kanunu Code Civile’i kabul etmesi için hükûmete baskı yapmaktaydı.

Âli Paşa bu baskılara boyun eğmek üzereyken, Tanzimat ıslahatçılarının muhafazakâr kanadının ideri pozisyonundaki Ahmed Cevdet Paşa büyük bir cesaretle öne çıktı. Ecnebi bir kanunu, hele bir Müslüman memlekette empoze etmenin millî vicdanı rencide edeceği âşikârdı. Millî menşeli kanunlar yapılması yolundaki mücadeleyi kazandı. Bunu gerçekleştirmeye de bizzat muvaffak oldu.

1869-1876 arasında zamanın en meşhur hukukçularından teşkil ettiği ve kendisinin de reisi olduğu bir encümen, İslâm hukukunu, modern bir kanun metni hâline getirdi. Böylece Fransız medenî kanununun iktibas edilmesi yerine, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye adıyla millî bir medenî kanun hazırlandı.

1851 maddeli Mecelle, muhteva ve kanun tekniği ile âbide bir eserdir. İlk 100 maddesi hukukun umumi prensiplerine dairdir. Sonra borçlar, eşya ve muhakeme usulüne dair hükümler yer alır. Rumca, Ermenice, Bulgarca, Fransızca ve Arapça’ya tercüme edildi. Şerhleri yapıldı.

Mecelle’yi kaldırmadı

Filistin'de Mecelle’nin tatbikatı Osmanlı hâkimiyetinde iken başlamıştı. İngilizler 1918’de burayı işgal ettikten sonra diğer Osmanlı kanunları gibi Mecelle’yi de tatbikattan kaldırmadı. Hatta 1948’de İsrail kurulduktan sonra da Mecelle’yi resmen tanımaya devam etti.

Bugün İsrail nüfusunun yüzde yirmi biri Filistinlidir. Bunların da yüzde on altısı Müslümandır. Hepsi İsrail vatandaşıdır ve Yahudilerle aynı haklara sahiptir. İsrail parlamentosu Knesset’te Filistinli Müslüman milletvekilleri vardır. Filistinlilerin kendi dillerinde tedrisat yapan okulları ve neşriyatları bulunmaktadır. Hatta adına Müslüman ülke denilen nicesinden daha geniş bir din hürriyetine sahip oldukları söylenebilir.

İsrail vatandaşı Filistinli Müslümanların kendi mahkemeleri, kendi kadıları da vardır. Hukukî ihtilaflarını şer’î mahkemelere götürebilirler. Burada hâlâ Osmanlı kanunları câridir. Mecelle’ye göre de hüküm verilmektedir. Nüfusun yüzde beşini teşkil eden Hıristiyan Filistinliler de dâvâlarını kendi kilise mahkemelerinde götürür.

Mecelle’yi bilmeyen hukukçu sayılmaz

Yalnızca kadı mahkemelerinde değil, Yahudi asıllı İsrail vatandaşlarının gittiği İsrail mahkemelerinde de Mecelle’ye itibar edilirdi.1962-1981 arasında çıkarılan muhtelif kanunlarla Mecelle’nin tesir sahası iyice daralmış; 1984 tarihinde tamamen kaldırılmıştır.

Bununla beraber bugün Mecelle’nin tesiri Müslüman devletlerden daha çok, İsrail’de görülür. Laik karakterde olmasına rağmen İsrail’de Yahudi hukukuna verilen değer, dinî bir hukuk sayıldığı için hukukçuların ve kanun koyucunun İslâm hukukuna da tamamlayıcı bir kıymet atfetmesine sebep olmaktadır.

İsrail Aynî Haklar Kanunu’nun pek çok hükümleri Mecelle’den alınmıştır. İsrail hukukçularının, Osmanlı hukuk sistemini, bilhassa Mecelle’yi iyi bilmeleri beklenir. Çünki Osmanlı hukuku, birçok davalarda müracaat kaynağıdır.

İşgal mıntıkası olan Batı Şeria’da, hâlâ büyük ölçüde Osmanlı kanunları câri olduğu için, burada mahkemelerin Mecelle’ye itibarı devam etmektedir. Şu hâlde Lübnan’la beraber, Mecelle’nin dünyada yegâne câri olduğu yer İsrail’dir denebilir.

 

Ahmed Natur, İsrail Başkadısı