Kur’an-ı kerimde niçin bir erkeğin şahidliği, iki kadının şahidliğine denk tutulmuştur?
Şâhidlik nisâbı, çeşitli ihtimallere göre bizzat Kur’an-ı kerîmde tanzim olunmuştur. Zinâ haddinde dört, diğer haddler ve kısas için iki erkek şâhid gerekir. Mâlî haklarla nikâhta iki erkek veya bir erkek ile iki kadın aranır. Taraflardan birisi zimmî ise, şâhidler de zimmî olabilir. Bu nisâbın aranması, erkekle kadın arasında eşitsizlik olduğu için değildir. Nitekim kadınlar arasında işlenen cinâyetlerde; doğumun zamanı ve bekâretle alâkalı sadece kadınların bilebileceği hususlarda; ayrıca şâhidlerin tezkiyesinde, suların temizliği, kıblenin istikameti, kesilmiş hayvanın leş olup olmadığı gibi (nassların çok daha ehemmiyet atfettiği) dinî mevzularda tek kadının bile şâhidliği kabul edilmektedir. İnsanların birbirine üstünlüğünün ancak takvâ, ilim ve cihad ile olduğunu Kur’an-ı kerîm bildirmektedir. Bir kadının şâhidliği, ancak kendisini teyid eden bir başka kadının beyânıyla uyuşması hâlinde makbul olur, demektir. Böylece kadınlar, külfetli bir iş olan şâhidlikten korunmuştur. Zira istendiği zaman şâhidlik yapmak dinî ve hukukî bir vecibedir. Bunun bir sebebini de o zamanlar İslâm cemiyetinde kadınlarla erkeklerin birbirinden ayrı mekânlarda yaşamakta oluşunda aramalıdır. Bir kadının, erkekler arasında cereyan eden hukukî muameleler ve hâdiselerden haberdar olması kolay değildir.


16 Şubat 2016 Salı
Alakalı Başlıklar