Bir fıkıh kitabında diyor ki: “Fakirden alacağı olan, alacağın bir kısmını bu fakire bağışlarsa, bu kısmın zekâtı da verilmiş olur. Geri kalan kısmın zekâtını, ayrıca vermek lazım olur” diyor. Bu ne demektir?
Bir kimsenin 100 lira zekât borcu olsa; bir fakirden de 100 lira alacağı olsa, fakire, “bu 100 lirayı zekâtıma saydım” dese, zekâttan o alacağa isabet eden kısım, yani 2,5 lira zekât verilmiş olur. Zekâtın 97,5 lirası verilmiş olmaz. Çünki zekâtın şartlarından biri de temliktir. Yani ayn olarak verilmesidir. Zekât deyn olarak verilemez. Yani bir fakirdeki alacağını, zekâtına sayamaz. Bunu istiyorsa, zekâtı fakire verir; fakir de bununla borcunu öder. Zekâtı alınca borcunu ödemesinden korkuyorsa, elinden zorla alabileceği gibi, güvendiği birini zekâtını almak ve borcunu ödemek üzere vekil yapmasını ister. Fakir borçlu da o kişiyi vekil yapınca, zekâtı bu kişiye verir; o da fakirin borcunu zengine öder. (Hindiyye)


8 Eylül 2020 Salı
Alakalı Başlıklar