Fıkhî bilgim arttıkça ibadetlerden uzaklaştığımı ve bunlardan zevk alamadığımı hissettim. Buna mukabil fıkıh öğrenirken zevk alıyorum. Annem fıkhın ne olduğunu bile bilmezken benden daha dindardır ve ibadetlerini zevk ve heyecanla yapmaktadır. Buna ne dersiniz?
İlim, maksat değil, amel için vesiledir. Bunu kendisine telkin etmelidir. Şeytanın da çok ilim sahibi olduğu malumdur. Amel de ihlas ile olursa makbuldür. Bu da tasavvuf ile hasıl olur. Evliyaların hayatlarını okuyarak tasavvuf neşvesi ve ihlas hasıl etmeye çalışmalıdır. Yarım ilim de insanı dinden uzaklaştırıp ibadetlerini aksatmasına sebep olabilir. Mektubat-ı Rabbaniye’de 1.cilt 26.mektubda der ki: “Sıddîk-ı ekber radıyallahü teâlâ anh bir kimsenin Kur’an-ı kerim okurken ağladığını gördü. Biz de böyle idik, fakat şimdi kalblerimiz katılaştı, buyurdu. Bu söz kötülemeye benzeyip, övünmek olan sözlerdendir. Şeyhim, nihâyete ermiş, kavuşmuş olan, yolun başlangıcında, kendisindeki şevki, arzuyu özleyebilir, buyurdu. Şevkin giderilmesi makamın daha yükseldiğini, daha tamam olduğunu gösterir. Bu makam ye’s makamıdır. Yani anlayamamaktan hâsıl olan üzüntü makamıdır. Çünki kavuşulabilecek şey için şevk olur. Kavuşmak ümidi olmayan bir yerde şevk olmaz.”


26 Şubat 2024 Pazartesi
Alakalı Başlıklar