Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

Küçük Hüseyin Efendi kimdir?
Küçük Hüseyin Efendi, aslen Ankaralıdır. Ailesi hükümetle anlaşmazlık neticesi Mihaliççik’e göçtü. İşçilik, mahalle mektebinde bevvaplık (hademelik) yapardı. İstanbul’a gitti, kısa bir tahsil gördü. Mevlana Halid halifelerinden Bozkırlı Kudsi Efendi halifesi Hacı Feyzullah Efendi ile tanıştı. Sonra onun iki halifesi Hacıbeşirağa tekkesi şeyhi Nuri Efendi ve bundan sonra da Hasan Visali Efendi’ye intisap etti. Feyzullah Efendi, Sultan Mecid’i tahttan indirip öldürmek üzere tertiplenen Kuleli vakasına karıştığı için sürgüne yollanmıştır. Feyzullah Efendi Sultan Aziz zamanında aftan bilistifade dönmüş, yerine geçen oğlu Sadık Efendi de Sultan Abdülhamid’e muhalefet sebebiyle Hicaz’a sürgün edilmiştir. Visali Efendi vefat edince (1902) postuna oturan Küçük Hüseyin Efendi Kocamustafapaşa’da bevvaplık yaptığı Nuh Efendi medresesini tekkeye çevirdi. Basit bir tahsil gördüğü için ümmi arif ve cüce denecek kadar kısa boylu olduğu için Küçük Hüseyin Efendi diye tanındı. Fevzi Çakmak’ın bu tekkeye mensup olduğu söylenirse de belli değildir. Çocuğu olmayan kadınlara okuması, hamile kadınların karnındaki çocuğun cinsiyetini söylemesi gibi sebeplerle tekkesi dolup taştı. 1930’da 102 yaşında öldüğünde cenazesi de Eyüp’te az rastlanan bir kalabalıkla kaldırıldı. Seyyid Abdülhakim Arvasi kendisini hakiki şeyh görmezdi, hatta telkinini vermesi istendiğinde gitmemiştir. İlmi derinliği olmayıp şakacı biri olduğu anlaşılıyor. Sigara haram mı diye sorana, “İçenin bırakması, içmeyenin başlaması haramdır” ve “Helalse içiyoruz haramsa yakıyoruz” dediği meşhurdur. 2001’de Üzeyr Garih’in güya kendisini ziyaret ederken öldürülmesi ile meşhur oldu. Garih’in babasının Hüseyin Efendi ile tanıştığına, hatta Üzeyr Garih’in doğumunu haber verdiğine dair efsaneler türetildi. Aynı zamanda Arusi şeyhi de olan Ömer Fevzi Mardin, yolunu devam ettirmek iddiasında olmuştur. Alpaslan Türkeş’in çocukluğunda babası Hamdi Bey tarafından Hüseyin Efendi’ye götürüldüğü, hakiki ismi olan Hüseyin Feyzullah’ın da Hüseyin ve Feyzullah Efendilerin hatırasına konduğu rivayet edilir. Türkeş'in dedesi Tuzlalı Arif Ağa da Şeyh Feyzullah Efendi ile aynı devirde Kuleli Vakası’na iştirak etmiş, Arif Ağa Kayseri’den Kıbrıs’a, Feyzullah Efendi ise İstanbul’dan Midilli’ye gönderilmişti.


4 Ağustos 2025 Pazartesi
Alakalı Başlıklar