Gayri müslim bir memlekette doğan birinin Allah’ı bulup tanıma şansı müslüman memlekettekine göre azdır. Ahiretteki mesuliyet cihetinden bu Allah’ın adaletine uyar mı?
İslam memleketlerinde dünyaya gelen Müslüman çocukları, ana, babasından, komşularından, hocalarından görerek, öğrenerek Müslüman oluyor. Başka memleketlerdeki gayri müslim çocukları ise, kafir olarak yetiştirilip, Müslümanlıktan mahrum ediliyor. Bunlar da İslam terbiyesi ile yetiştirilseydi, Müslüman olur, Cennete giderlerdi. Böyle yetişenlerin Cehenneme gitmesi haksızlık olmaz mı diyen çoktur. Adalet ile ihsanı karıştırmamalıdır. Allah, her memlekette yetişen kulları için, adaleti fazlası ile yapmıştır. Yani akıl ve balig olmadan ölen gayri müslim çocuklarını Cehenneme sokmayacaktır. Akıl ve balig olduktan, yani evlenecek çağa geldikten sonra, Muhammed aleyhisselamın dinini duymadan ölen gayri müslimlere de azab yapmayacaktır. Bunlar, İslam dinini, Cenneti, Cehennemi işittikten sonra, merak etmez, öğrenmez ise, inad edip inanmazsa, o zaman azab göreceklerdir. Akıl ve balig olanlar, ana babanın, muhitin yapmış oldukları eski tesirlerin altında kalmaz. Eğer kalsaydı, elli seneden beri İslam memleketlerinde, İslam terbiyesi altında yetişen yüzbinlerle Müslüman evladı, İslam düşmanlarının yalanlarına, iftiralarına aldanmaz, dinsiz, mürted ve hatta din düşmanı olmazdı. Bunlar, akıl ve balig olduktan sonra, hatta kırkından sonra, hatta, hoca, hafız olduktan sonra, dinden çıkmakta, hatta din düşmanı olmakta, hatta din düşmanlığında önderlik yapmaktadırlar. Anasına, babasına, komşularına ve akrabasına, yobaz, gerici, mürteci, şeriatçı, ileri sağcı diyerek alay etmektedirler. Bu pek acı misaller, ana baba terbiyesinin tesirinin devamlı olmadığını açıkça göstermektedir. Bunun içindir ki, bugün dinden çıkmak, bütün dünyayı saran bir afet, feci bir akıntı halindedir. Genç, ihtiyar, bu felakete kapılmayan pek az kimse kalmıştır. Diğer taraftan, birçok gayri müslimin, ilim, fen adamlarının Müslüman olduğu görülüyor. Pek az olsa da, dinini değiştirmeyenlerin bulunması, ana terbiyesinin tesirinin, bazen de devamlı olduğunu gösteriyor denirse, bir çocuğun Müslüman evladı olması, İslam terbiyesi ile yetişmesi, Allahın bir ihsanıdır. Gayri müslim çocuklarına bu ihsanı yapmıyor. Fakat kimseye ihsan yapmağa mecbur değildir. İhsan yapmamak zulüm olmaz. Mesela bakkaldan bir kilo pirinç alınsa, tam bir kilo tartması adalettir. Noksan tartarsa zulüm olur. Biraz fazla verirse ihsan olur. Bu ihsanı istemek, kimsenin hakkı değildir. İşte Allahın İslam terbiyesi ile yetiştirmesi büyük ihsanıdır. Dilediğine ihsan eder. Gayri müslim çocuklarına bu ihsanı yapmaması zulüm olmaz. İhsan ettiği kimseler kafir olursa, bunların cezası, azabı da, katkat ziyade olacaktır.


30 Aralık 2023 Cumartesi
Alakalı Başlıklar