İmam-ı Rabbani  hazretleri, rehberin tenkit edilmemesi gerektiğini bildiriyor. Eshab-ı Kiram bazı hususlarda Peygamberimize aleyhisselam bu vahiy mi yoksa sizin fikriniz mi şeklinde sorduklarını okuyoruz. Burada rehberi sorgulamış olmuyorlar mı?
Tasavvufta mürid, rehberin, yani mürşid-i kâmil makamındaki şeyhinin kendisini yetiştirmek üzere tavsiye buyurduğu işlere itiraz edemez. Hüsnü zan ettiği mürşidi sorgulayamaz. İstemiyorsa tasavvufa girmez; o zâta mürid olmaz. Ama olmuşsa, söz dinlemesi lâzımdır. Gassalın elindeki ölü gibi olmak sözü burada câridir. Teşbih çek demişse çekilir; çekme demişse çekilmez. Mürşid elbette haram olan bir şeyi emretmez veya farzı yasaklamaz. Bunun dışında avam, zâhirî ilimlerde, kelâm ve fıkıhda Ehl-i sünnet âlimlerine uyar. Rehber zaten bundan farklı birşey söylemez. Söylemiş ise, rehber değildir. Zâhirî ilimlerde, talebenin hocasını sorgulaması, ona sual sorması câizdir. Ola ki hocasından farklı bir şey öğrenmiştir. Nitekim İmam Ebu Yusuf, hocası İmam Ebu Hanife’den farklı ictihadları vardır. Bu, ona itiraz, hatta muhalefet değildir.


6 Mayıs 2017 Cumartesi
Alakalı Başlıklar