Kitaplarda Eflatun’un teslise inandığı yazılıp kötüleniyor. Bazı yerlerde ise Eflatun’un tevhide inandığı söyleniyor. Bu iki bilgi arasında nasıl hüküm vermek gerekir?

İkisi arasında tezat yoktur. Eflâtun (Platon), Sokrates’in talebesidir. Sokrates aklı ile bir yaratıcının varlığını bulmuş ise de, madde ve ruha kadim diyerek sıfatlarında yanılmıştır. Bu ise bugün için sahih bir iman sayılamaz. Eflâtun felsefesi, her şeyi üçe böler. Meselâ edep, üç his kuvvetine dayanır: Ahlâk, akıl ve tabiat. Tabiat da, bitki, hayvan ve insan olarak üçe ayrılır. Eflâtun, esasta dünyayı yaratan kudretin tek olduğunu düşünmekle beraber, onun iki yardımcısı daha olabileceğini ileri sürmüştür. Bu da, teslîs (=üçlü tanrı) fikrinin doğmasına sebep olmuştur. Asırlar sonra Hıristiyan ilahiyatını tanzim edenler, yetiştikleri Eflâtuncu felsefe ekolünün tesiriyle, teslîs fikrini kabul etmiştir. Her ikisi de kendilerine bir peygamber tebliği kendisine ulaşmamışsa, ehl-i fetret hükmündedir. Nitekim İmam Rabbânî hazretleri, I. cild 259. Mektubunda bunu açıkça bildiriyor. Peygamber tebliği kendisine ulaşanların, Sokrates, Eflatun ve Aristo gibi felsefelerin inancını benimsemeleri, küfre sebep olur. İmam Gazalî gibi âlimler, felsefecileri reddederken, bunların imanî vaziyetlerinden ziyade, bunlar gibi inanmanın bugün için imansızlık olduğu hususu üzerinde durmuştur.




14 Nisan 2012 Cumartesi