Babanın olduğu hallerde velâyet ve vesâyet onun elindeyken, babanın yokluğunda ikisinin ayrılmasının sebebi nedir?
Veli, bir kimsenin aile hukukuna dair işlerinde söz sahibi olan temsilcidir. Vasi ise mallarında söz sahibi olan temsilcidir. Veli, çocuk ile aynı dinden, akıllı ve bâliğ olmalıdır. Vasi için bunlar yetmez. Reşid, emin ve malî mevzularda ehil olması da lâzımdır. Küçük çocuğun velisi ve vasisi aynı kişidir. O da babadır. Baba, bir başkasını vasi tayin edebilir. Baba ve vasisi yok ise, veli ve vasi dededir. Dede birini vasi tayin edebilir. Tayin etmemişse, mahkeme bir vasi tayin eder. Baba ve dedesi olmayan çocuğun vasisi, baba veya dedenin yahud mahkemenin tayin ettiği vasidir. Ancak veli, baba tarafından en yakın erkek akrabasıdır. Mesela babası ve onun tayin ettiği vasi olmayan çocuğun dedesi varsa, hem veli hem vasi dededir. Ama dede de yoksa, amca varsa, amca velidir; vasi ise mahkemenin tayin ettiği kimsedir. Eğer elverişli ise mahkeme amcayı da vasi tayin edebilir. Anne veli olmaz. Ama baba veya dede yahud mahkeme anneyi vasi tayin edilebilir. Nitekim Osmanlılarda umumiyetle böyledir. Önceki misalde veli amca iken, vasi anne olabilir. Velâyet şahsa ve ailevî münasebetlere, vesayet ise mala bağlıdır. Velinin salahiyeti sadece aile hukukuna ve çocuğun terbiyesine dair az bir takım işe inhisar eder. Vasi ise, daha geniş bir sahada, çocuğun mal varlığında salahiyet sahibidir. Baba ve dedede her ikisinde de çocuğun menfaati bakımından gerekli dikkat ve ihtimamın bulunduğu farzediliyor. Baba ve dede yoksa, velâyetin, aileden birine geçmesinde beis görülmüyor. Ama vesayet ancak maldan anlayan emin birine geçiyor. Çocuğun korunması maksadına matuf bir tatbikattır.


28 Nisan 2013 Pazar
Alakalı Başlıklar