Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • Aktüel
    • Akademik
    • English
    • Arabic
    • Diğer Diller
  • Programlar
    • Televizyon
    • Radyo
    • Youtube
  • Yazışmalar
    • Tüm Sualler
    • Sual Başlıkları
    • Sual Gönder
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder

Sual Başlıkları

“Hac-Umre”

için arama neticeleri gösteriliyor
  • Sual: Hacılar yanlışlıkla bayramın birinci günü Arefe vakfesi yapsalar, hacları sahih mi?
    Cevab: Hacılar arefe gününü şaşırarak vakfe yapsalar; sonra bunun bayram günü olduğu anlaşılsa câiz olur. Çünkü zamanında olmuştur. On birinci gün olduğu anlaşılırsa câiz olmaz. Kurban da böyledir. (İbn Âbidin).
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Haccetmemiş fakir kimse, vekil olarak hacca gönderilse, hac kendisine farz olur mu?
    Cevab: İbn Âbidîn hazretleri Ukûdü’d-Dürriyye’de diyor ki: Hac etmemiş fakîrin, başkası yerine hacca gitmesi câiz ise de, Hill’e gidince, kendisine de hac etmek farz olur. Mekke’de kalıp, sonraki senede kendi haccını yapması lâzım olur. Fakat evvelki haccında, memleketine dönmediği için, meyyitin haccı noksan kalmış olur. Vekîle para verilirken, istediğini yap denilirse, meyyit için başkasını vekîl edebilir ve kendi haccını da o sene kendi yapar. Buna mukabil İbn Âbidîn Dürrü’l-Muhtar’da da diyor ki: Haccetmemiş fakir kimse, vekil olarak hacca gönderilse, hac kendisine farz olmaz, çünki başkasının parasıyla ona vekil olarak gelmiştir. Kendi namına hacca gelen fakir, bir sebeple hac yapamasa, onun ertesi sene yapması farz olur. O halde haccetmemiş fakir kimse bedel olarak hacca gidince hac kendisine farz olmakla beraber, başkasının parasıyla gelebildiği için kendisine haccın farz olmadığını söyleyenler de vardır.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Hacca gidenlerden 444 riyal (100 dolar) ayak-bastı parası alınmaktadır. Bu takdirde hac farz olur mu?
    Cevab: Bu hususta iki kavil vardır. Saffâr ve İbni Kemal’in bildirdiğine göre, rüşvet vermek haramdır. Haram işlememek için farz terkedilir. Ebussuud Efendi’nin bildirdiği ikinci kavle göre, hakkını almak için rüşvet vermek câizdir. Mutemed kavil de budur. (İbn Âbidîn, Hac bahsi). İbn Âbidîn hazretleri, burada rüşvet vermek câizdir diyerek, böyle durumlarda haccın farz olmadığına işaret etmektedir. Çünki âyet-i kerime gereği yol emniyeti haccın farz olması için şarttır. Bazı âlimler bu takdirde yol emniyetinin bulunmadığını söylemektedir. Arafat’a çıkma hususunda da bazı seneler yol emniyeti bulunmamakta, hacılar bir gün evvel Arafat’a çıkarılarak haccın zamanında yapılmasına engel olunmaktadır. Bu sebeple âlimlerin bazısına göre günümüzde hac farz olmamaktatır.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Umrede tavafın dört veya beşinci şavtında hatimin içinden geçtim. Tavafın bunun dışından olacağını bilmiyordum. Traş olup ihramdan çıktım. Ne yapmam lâzımdır?
    Cevab: Geri dönüp şavtı düzelterek tavafı tamamlamalıdır. Tavaf bitmişse iade gerekir. Mekke’yi terketmedikçe umre iade edilir. Mekke’den çıkılırsa dem (davar kesmek) gerekir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Bir kimse hac farz olduğu halde bedel gönderilmesini vasıyet etmeden ölse, varislerinin bedel göndermesi gerekir mi? Varisler kendiliklerinden bedel olarak hacca gidebilirler mi?
    Cevab: Gerekmez. Varisleri veya bir başkası masrafları ekserisi ölenin terikesinden karşılanmak üzere hacca giderse inşallah meyyit hac borcundan kurtulur. Kendi mallarından gitseler de olur diyen âlimler vardır. (İbn Âbidîn, Sarurenin haccı bahsi.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Kâbe-i Muazzama’yı helikopterle tavaf etmek câiz midir? Revakların üçüncü katından tavaf etmek câiz midir?
    Cevab: Câizdir ama mekruhtur. Nitekim ulemâ Kâbe'nin üzerinde namaz kılmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir. (İbn Âbidîn, Namazın mekruhları bahsi.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: İş için Cidde’ye gidecek olan kimse mîkatı ihramsız geçebilir mi?
    Cevab: Hac, umre veya başka maksatlarla Mekke’ye veya Harem’e girmek isteyen kimse, mîkatı ihramsız geçemez. Mutlaka umre yapmalıdır. Doğrudan Harem veya Mekke’ye gitmek kasdı olmaksızın Hill’e giren âfâkîlerin (Hill’de oturmayanların) mîkatı ihramlı geçmesi gerekmez. Sonra hac veya umre için Mekke’ye gidecekse Cidde’de ihrama girer. Hac veya umre kasdı olmaksızın Mekke’ye gidecekse ihrama girmesi de gerekmez. Şâfiî mezhebinde hac veya umre kasdı olmaksızın Harem veya Mekke’ye gidenlerin mîkatı ihramlı geçmesi gerekmez.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Fıkıh kitaplarında "Farzları ve vâcibleri nafile olarak yapmak, müekked sünnetleri yapmakdan daha çok sevap olur" yazıyor. Farzları ve vâcibleri nâfile olarak yapmak ne demektir? Kılmış olduğu farzı iade veya kaza etmesi gerekmediği halde tekrar kılması mı? Eğer öyleyse bu neden müekked sünnetten daha sevap oluyor?
    Cevab: Farz olan hacca gittikten sonra bir daha gitmek, nafile kurban kesmek, öğle ve yatsıyı tek başına kıldıktan sonra cemaate uymak gibi belli hallere münhasırdır.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Hayızlı kadın tavaf yapabilir mi? Hoca tavaf yapın, bir davar kesin, hallolur dedi.
    Cevab: Arafat ve Müzdelife’de hayızlı veya cünüp olmanın mahzuru yoktur. Ama tavafta vâcibdir. Cünüp veya hayızlı olarak tavaf yaparsa, haram işlemiş olur; ama tavaf sahihtir, kendisinden düşer. Hayızlı kadın hayzın bitmesini bekler; sonra tavafını yapar. Hayızlı olarak tavaf ederse, hem günaha girmiş olur; hem de cinayet işlemiş olur ki, ziyaret tavafı ise bedene (sığır veya deve), veda tavafı ise şat (koyun veya keçi) kesmesi gerekir. Eğer sonradan temiz olarak tavafı iade ederse, ceza kendisinden düşer, tövbe kâfi gelir. (İbn Âbidîn, Hac bahsi.) Hacca gidecek kadınların ya ilaçla hayzını geciktirmesi; ya da bayramdan itibaren 11 gün daha orada kalacak şekilde seyahat programı yapması gerekir. Çünki hayzın azamîsi Hanefî mezhebinde 10 gündür. Böylece 11. gün farz olan ziyaret tavafını yapıp memleketine dönebilir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Hacda Arafat’tan Müzdelife’ye geldik. Başımızdaki memurlar gece vakfe yaptırıp bizi Mina’ya götürdüler. Vakfemiz sahih midir?
    Cevab: Hanefî mezhebinde Müzdelife vakfesi vâcib olduğu gibi, vakfeyi fecr doğduktan sonra yapmak da vâcibdir. Diğer üç mezhebde gece de yapılabilir. Ancak bir Hanefî zaruret olmadan bu mezhebleri taklid edemez. Üstelik taklid edebilmek için haccın şart v emüfsidlerinde de bu mezhebe uymuş olamsı gerekir. Bu bakımdan ceza olarak haremde bir koyun veya keçi kurban kesmek gerekir.
    16 Kasım 2011 Çarşamba
  • Sual: Kâbe-i Muazzamada revakların üstünden tavafın câiz, ancak mekruh olduğunu yazdınız. Alt katta kadın-erkek birbirine sürtünerek tavaf etmesi haram olacağına göre, mekruhu harama tercih etmek doğru olmaz mı?
    Cevab: Mescid-i Haram’da aşağıda kadınlara değmeden, kimseye eziyet vermeden tavaf yapmak mümkündür. Defalarca yaptım, biliyorum. Üstten yapmaya lüzum yoktur.
    13 Şubat 2012 Pazartesi
  • Sual: Bu sene hacca niyetlendim. Diyânet’in verdiği hesaba kurban parası yatırdık, orada kesilecekmiş. Bu tatbikat sahih midir? Şayet böyle kurban sahih olmaz derseniz, o zaman 10 gün orucu orada tutmayıp, memlekete dönünce tutmamda bir mahzur var mı? Bu oruca nasıl niyet edilir?
    Cevab: Kıran veya temettü haccında şükür kurbanı mutlaka Harem'de kesilir. Kurban bulamayan, 3 gün orada, 7 gün de dönünce burada oruç tutar. Sizin vaziyetiniz buna uymuyor. Bugün için Harem’de kurban vardır ve kesilmektedir. Diğer mezheplerde kurban bulamayan bu on günlük orucu dönünce memleketinde de tutabilir. Haccınız bu mezheplere göre sahih ise, başka imkân da bulamazsanız bu mezhepleri taklid edebilirsiniz. Diyânet’in tatbikatı için de nihayet hüsnü zan etmekten başka çare yoktur. Mamafih bu kurbanların hacılar ihramdan çıktıktan sonra kesildiği çok yaygın olarak söylenmektedir. Bu ise ayrıca ceza kurbanı gerektirir. Ancak İmam Ebu Yusuf’a göre câizdir.
    13 Şubat 2012 Pazartesi
  • Sual: Zilhicce ayının hilâli bir yerde görülse, hilâlin görülmesi ne kadar mesafedeki yerleri bağlar? Meselâ İstanbul’da hilâl görülse, Amasya’da oturanlar bayram yapabilir mi? Bu hususta tayin edici olan nedir?
    Cevab: Ramazan ayının hilâli dünyanın herhangi bir yerine görülürse, başka yerde oturanlara da Ramazan orucuna başlamak lâzım gelir. Zilhicce hilâli böyle değildir. Her yerde ayrı ayrı görülmesine itibar edilir. Şimdi dünyanın bir yerinde görülünce, takvimler Zilhicce ayını başlatıyor. Bu sebeple kurbanları ikinci gün kesmek, hacda ise ve Zilhicce hilâli takvimlerde yazdığı gün Hicaz'da görünmemişse, ertesi gün tekrar Arafat’a çıkmak lâzımdır. Hilâlin görülmesi bu zamanda çok zordur. İlânı da şer’î hâkim (kadı) tarafından yapılır. Bu ise mümkün değildir. Bu zamanda hilâlin görülebilir olması kâfidir. Nitekim fıkıhta böyle bir kavil vardır.

    Hilâlin bir yerde ne zaman görülebileceği, dolayısıyla bu beldede kamerî ayın ne zaman başlayacağı internetten ecnebi zaman hesaplama sitelerinden öğrenilebilir. Diyânet’in sitesinde de hilâlin nereden görüneceği yazmaktadır.
    13 Şubat 2012 Pazartesi
  • Sual: Bir hadis-i şerifte, hac veya cihad dışında, deniz vâsıtalarına binilemeyeceği; çünkü denizin altında ateş, ateşin altında da deniz olduğu söyleniyor. Bu iki iş dışında, meselâ seyahat için gemiye binmek, câiz değil midir?
    Cevab: Dünyalık için kendisini tehlikeye atmanın uygun olmadığı bildiriliyor. Gezmek için gemiye veya uçağa binmek caizdir.
    6 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Hacda Müzdelife’ye gelmeden akşam ve yatsıyı cem etmek câiz midir?
    Cevab: Hac zamanı Arafat’tan Müzdelife’ye geçilir. Burada akşam ve yatsı namazları cem-i tehir ile birleştirilerek kılınır. Bu, Hanefî mezhebine göre vâcibdir. Akşam ile yatsı namazını cem etmeden yolda kılanlar, Müzdelife’ye geldikten sonra iade ederler. İmam Ebu Yusuf’a göre iade etmelerine gerek yoktur. Bunlardan birine göre fetvâ verildiği bildirilmemiştir. Ama ibadetlerde öncelikle İmam Ebu Hanife’nin kavline uymak kaidedir. İmam Ebu Yusuf’a uyulursa da bir şey gerekmez. Müzdelife’den önce iki namaz cem edilemediği gibi, Müzdelife’de cem-i takdim ile de kılınamaz. Akşamı yolda kılan, Müzdelife’de yatsıyı kılar. Şimdi Müzdelife’den akşam vakti geçilip Mekke-i mükerremeye gidiliyor. Burada akşam ve yatsı vaktinde kılınıyor. Fecr vakti Müzdelife’ye tekrar gelinip vakfe yapılıyor. Bunlar İmam Ebu Yusuf kavline uygundur. Kaldı ki geniş bakılacak olursa, Arafat’tan yürüyerek çıkan kimse, ancak yatsı vakti Müzdelife’ye varır. Ama daha evvel varırsa, cem etmesi vâcib olmaz. Geceyi burada geçirmek de sünnettir. Geceyi geçirmeyecekse, İmam Ebu Hanife’ye göre de cem etmesi vâcib olmaz.
    4 Haziran 2012 Pazartesi
  • Sual: Umrede rehberimize uyarak saçımızdan birkaç tel kesip ihramdan çıktık. Bu yaptığımız doğru mudur?
    Cevab: Umre, Hanefî’de sünnet bir ibadettir. İhramlı olarak tavaf (Kâbe’yi yedi defa dönmek) ve say (Safa ile Merve arasında yedi defa gidip gelmek) suretiyle yapılır. Say’dan sonra traş olup ihramdan çıkılır. Kadınlar, saçlarının ucundan bir tutam keserler. Erkekler için saçı kazımak veya tamamından bir parmak ucu kadar kısaltmak sünnet; saçın dörtte birini bir parmak ucu kadar kısaltmak vâcibdir. Vâcibi terk etmek, ceza kurbanı gerektirir. Haccın farz ve vâcibleri olduğu gibi, umrenin de farz ve vâcibleri vardır. Cezalar bakımından umrenin hükümleri, hac ile aynıdır. Binaenaleyh umrede hiç traş olmamış bir kimse ihramdan çıkmış ve umreyi tamamlamış olmaz. Traş olmadan ihramdan çıkarsa, ceza kurbanı keser. Saçın dörtte birinden azını kesmiş ise de hüküm böyledir. Umre sahihtir; ama vâcibin terki sebebiyle umrenin sevablarından mahrum kalındığı gibi, vacibi terk günahından kurtulmak için Harem sınırları içinde bir koyun veya keçi kurban edilmelidir. Bunun zamanı yoktur. Umreden dönülmüşse, Mekke’deki veya Mekke’ye giden birine vekâlet verilerek de kestirilebilir. Sonra tekrar Mekke’ye giderse, bu kurbanı kendisi de kestirebilir. (İbni Abidin-Hac Bahsi)
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: İmam-ı Rabbani hazretleri 29, 123 ve 124. mektuplarında ve Makamat-ı Mazheriyye 26. mektubunda, nâfile hacca ve umreye gitmeye izin vermediklerini okudum. Bunun sebebi nedir?
    Cevab: Nakşî büyükleri her işlerinde zühd ve takvâyı ön planda tutmalarıyla tanınmıştır. İbâdet yaparken işlenen günahların cezası daha büyük olduğu için, sevenlerine nâfile hac ve umre için izin vermemişlerdir. Bir de Makamat’ta da izah edildiği üzere, meselâ anne ve babanın bakımı, zevcenin hakkı, çocukların terbiyesi gibi vecibeleri bırakıp, maddî ve fizikî bakımdan zahmetli yolculuklara çıkmayı tasvib etmemişlerdir. Nâfilelerden evvel farz ve vâciblerin gözetilmesini emir buyurmuşlardır. Nihayet son asırda Hicaz’da hâkim olan dinî zihniyetin, ibâdetlerin hakkıyla ifa edilmesine izin vermemeleri de bunda bir âmil olabilir. Nâfile hac ve umreye gitmek yerine, meselâ evlenecek veya iş kuracak fakir gençlere yardım etmek daha faziletlidir. Zira bunların günahtan kurtulmasını temin etmek, nâfile ibâdetten yukarıdır. Meşhur kıssadır: Bişr-i Hâfî’yi sevenlerden birisi nâfile hacca gitmek üzere müsaade istemiş. O da “sen bu seyahate Allah rızası için mi gidiyorsun? Diye sormuş. Adamacağız şaşırarak elbette deyince, O halde ben sana daha sevaplı bir iş söyleyeyim. Evlenip kendisini zinadan korumak isteyen fakir bir genç var. Hac için ayırdığın parayı ona verir misin?” demiş. Adamcağız boyun büküp “Ama hacca gitsem” deyince, “Buyur Allah selâmet versin. Sen Allah rızası için gitmiyorsun” demiş.
    12 Ağustos 2012 Pazar
  • Sual: 1433/2012 senesi kurban bayramını Türkiye Perşembe, Suudi Arabistan ise Cuma günü yapmaktadır. Hangisine itibar etmek gerekiyor?
    Cevab: 15 Ekim 2012 Pazartesi günü Greenwich saatiyle 12:03'de ictimâ, 16 Ekim 2012 Salı günü Greenwich saatiyle 01:20'de rü’yet vâki olacaktır ve hilal ilk defa Güney Amerika'nın güneydoğu sahillerinden itibaren görülmeye başlayacaktır.
    İctimâ günü olan 15 Ekim 2012 Pazartesi günü ay güneşten Ankara’da 15 dakika, Mekke'de ise 8 dakika önce batmaktadır. Güneş battığı anda hilal Ankara'da 2° 30', Mekke'de ise 1° 41' ufkun altında bulunduğundan hilâl görülemeyecektedir.
    Rü'yet ve Zilhicce ayının birinci günü olan 16 Ekim 2012 Salı günü ay güneşten; Ankara'da 29 dakika sonra Mekke'de ise 43 dakika sonra batmakta ve güneş battığı anda hilâl Ankara' da 4° 16', Mekke' de ise 8° 27' ufkun üstünde bulunmaktadır. Bu sebeple Ankara'dan hilâl görülemezken, Mekke'den hilâl görülebilecektir. Dolayısıyla 10 Zilhicce 1433 günü olan 25 Ekim 2012 Perşembe, takvim hesabına göre Türkiye'de Kurban Bayramı'nın birinci günüdür.
    Ramazan hilâli dünyanın bir yerinde görülürse, Hanefî mezhebine göre diğer beldelerde de Ramazan başlar. Bir başka deyişle ihtilâf-ı metâli’e itibar olunmaz. Şâfiî’de ihtilâf-ı metâli’e, yani hilâlin her beldede görülmesine itibar edilir. Zilhicce ayı bunun hilâfınadır. Zilhicce hilâlinin bir yerde görülmesi ile dünyanın her yerinde bayram başlamaz. O beldede hilâlin şer’en görülmesi, hiç değilse görülebilir olması lâzımdır. Bunun ne zaman olduğu da hesapla bilinebilir. Bu bir fıkıh kâidesidir. Dört mezhebde de böyledir.
    Suudi Arabistan’da bayram Cuma günüdür. Hilâl 16 Ekim Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece Mekke’de gözükebildiği için Zilhicce’nin ilk günü Mekke için Çarşamba olur. Bayram da Cuma günüdür. Türkiye’de vaziyet Mekke gibi değildir. Kurbanları ihtiyaten ikinci gün kesmek iyi olur. Bayram namazı mutlaka cemaatle kılındığı için herkesle beraber kılmak gerekir. Teşrik tekbirlerine de Çarşamba başlanıp Pazar bitirilir. Pazartesi de söylemeye lüzum yoktur. Fitneye sebebiyet verebilir. 
    19 Ekim 2012 Cuma
  • Sual: Kurbanlar kesildikten sonra veya hacılar Arafat vakfesini yaptıktan sonra bu günün yanlış olduğu anlaşılsa, kurban ve haccın vaziyeti ne olur?
    Cevab:

    Bayramın birinci günü, hesab ile bulunan gündür. Yahud, bir gün sonradır. Bir gün evvel olamaz. Çünki gökte ay, doğmadan önce görülemez. İhtiyatlı hareket etmiş olmak için, kurbanları, hesab ile bulunan bayramın ikinci günü kesmelidir. Kurban bayramının birinci günü de, Zilhicce ayının hilâlini görmekle anlaşılır. Zilhicce ayının dokuzuncu Arefe günü, hesabla, takvimle anlaşılan gün veya bundan bir gün sonra olur. Bundan (yani hesabla bulunandan) bir gün önce Arafat’a çıkanların vakfesi sahih olmaz. Ertesi günü Arafat’a tekrar çıkmak icab eder. Avamın bunu anlaması zor olduğundan, fukaha kurban ve haclarının sıhhatine istihsanen cevaz vermiştir. Nitekim fıkıh kitaplarında mevzuyla alakalı diyor ki:
    Bir cemaat bayram namazını kılıp kurbanlarını kesseler, sonra da o günün arefe olduğu ortaya çıksa, o namazları da, kurbanları da yeterli olur. Zira bu gibi hatalardan korunmak güçtür. O zaman müslümanların ibadetlerinin korunması için cevazına hükmedilir. (İbni Abidin, Kurban bahsi, Cild: 5, Sahife: 279.)
    Hacılar Arefe gününü şaşırarak vakfe yapsalar; sonra bunun bayram günü olduğu anlaşılsa caiz olur. (İbni Abidin, Haccın farz ve vacibleri bahsi, Cilt: 2, Sahife: 155)
    Şâhidler, vakfe yapıldıktan sonra, hacıların vakfeyi vakti geçtikten sonra yaptıklarına şâhidlik etseler, bu şahâdetleri kabul edilmez. İstihsanen vakfe sahihtir. Hattâ şâhidlerin haccı da sahihtir. Çünkü bunda şiddetle güçlük vardır. Vakfeyi vaktinden evvel yaptıklarına şâhidlik ederlerse, geceleyin çoğunluklarıyla birlikte tedariki mümkün olduğu takdirde kabul edilir. Aksi takdirde kabul edilmez. Nitekim hacıların terviye günü vakfe yaptıklarına arefe günü şahitlik etseler, bu gün tekrar vakfe yapmak mümkün olduğundan kabul edilir. Bayram günü söyleseler kabul edilmez. Çünki tedarik mümkün değildir. (İbni Abidin, Hedy bahsi, Cilt: 2, Sahife: 258-259)
    Hacıların Arafat’ta vukuflarından sonra vakfeleri vaktinden sonra oldu diye bazı kimseler şahadet etseler şahidlikleri makbule olmaz. Ol kadar hüccacın haclarının fevtini mucib olub, belki kıylü kalin kesretini ve fitneyi mûris olduğundan imam merkumların şahadetini istima’ etmez ve harac-ı şedid olduğundan istihsanen vukuf sahihdir. Hatta şahidlerin dahi haccı sahihdir. Amma kıyas mezburların şahadetlerinin kabulüdür. Vukuf bir zamana hâs ibadet olduğundan, onsuz ibadet olmadığından, vakfe vaktinden mukaddem oldu diye şahadet ederlerse, nâsın ekseriyle geceleyin vukufu tedarik mümkün olursa şahadetleri makbule olur, yoksa olmaz. (Hâşiyetü Tahtavî ale’d-Dürri’l-Muhtâr, Cinâyât bahsi, Cilt: 3, Sahife: 127)

    31 Ekim 2012 Çarşamba
  • Sual: Zengin bir kişi mazereti olmadığı halde bir başkasını umreye vekâleten gönderebilir mi?
    Cevab: Vücub şartları olup da eda şartları yoksa, ölümüne kadar da kalkmayacaksa birini vekâleten farz olan hacca göndermesi gerekir. Umre, nâfile ibadettir. Vekâleten olmaz. Ancak umre yapan, kendisi için yapmış olur. Sevabını başkalarına da hediye edebilir.
    6 Ocak 2013 Pazar
  • Sual: Hanımlar âdetli iken Kâbe'yi tavaf edemez; ama Kâbe'yi çevreleyen mescidde durabilir mi? Kâbe'ye bakabilir mi?
    Cevab: Âdetli (hayızlı) kadın namaz kılamaz. Oruç tutamaz, Kur’an-ı kerim okuyamaz, tavaf yapamaz, hiçbir mescide giremez. Mescid-i Haram’a da giremez. Uzaktan (revakların dışından) Kâbe’yi seyredebilir.
    22 Şubat 2013 Cuma
  • Sual: Hac rehberinde “Tavaf esnasında dua edilir, tekbir ve tehlil getirilebilir” diyor. Telbiye söylenmez mi? Telbiye nerelerde söylenir?
    Cevab: Telbiye de söylenebilir. Telbiye ihrama girerken yapılır. Hacca veya umreye niyetlenmeyi ifade eder.
    22 Şubat 2013 Cuma
  • Sual: Hac esnasında birden fazla dem (hayvan kesme) gerektiren suç yapılsa, hepsi için bir dem kâfi gelir mi?
    Cevab: Hayır. Hepsi için ayrı ayrı ve Harem hududu içinde hayvan kesilmesi gerekir.
    15 Haziran 2013 Cumartesi
  • Sual: Hanefî mezhebinde mahremi olmayan bir kadın hacca veya umreye giderse, bu ibadeti sahih olur mu?
    Cevab: Hac ve umre sahihtir. Mahremsiz gitme günahı ayrıdır. Bir ibâdeti yaparken, ayrıca günah işlenirse veya farzları dışındaki şartlarına uyulmazsa, bu ibâdetten sevab hâsıl olmaz. Yani yapan borçtan kurtulur; ama sevab alamaz.
    20 Haziran 2013 Perşembe
  • Sual: Kendisini hacca götürecek mahremi olmayan kadın ne yapar?
    Cevab: Haccın bir edâ ve vücûb şartları vardır. Vücûb şartları, İmâm Ebu Hanîfe’ye göre sekizdir: Müslüman olmak; darülharbde ise haccın farz olduğunu işitmek; akıllı, bâliğ ve hür olmak; geçiminden ve ailesinin nafakasından başka kendisini hacca götürüp getirecek mala sahip bulunmak; hac zamanı gelmiş olmak; hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, çok ihtiyar ve sakat olmamaktır. Edâ şartları da dörttür: Mahbus ve men’ edilmiş olmamak; hac için gideceği yolda ve hac yerinde selâmet ve emniyet olmak; kadın ise mahremi bulunmak ve ıddet hâlinde olmamaktır. Vücûb şartları bulunup da edâ şartından biri bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz ise de, bu âcizlik ölünceye kadar devamlı ise, yerine bir müslümanı vekil göndermesi veya öldükten sonra yerine birinin gönderilmesi için vasıyet etmesi lâzımdır.
    20 Haziran 2013 Perşembe
  • Sual: Eski devirde kadınlar Hac vazifesini yerine getirirken tavafı nasıl yaparlardı?
    Cevab: Mescid-i Harem’de vazifeli zenci ve hadım Haremağaları, ellerinde birer metrelik sopalarla metâfın (tavaf yerinin) ortasında halka olup, tavafı kadın ve erkekler için ayırmakta, içte erkekler, dışta kadınlar tavaf etmekte idi. Mescid-i Nebevî’de de kadınların öğle ile ikindi namazı arasında Resulullah’ın kabrini ziyaretini tanzim ederlerdi. Şimdi bunlar kalmamıştır.
    24 Ağustos 2013 Cumartesi
  • Sual: Zilhicce hilâli, ilk gün başka ülkede görülüp de, kendi memleketimizde görülemezse, Zilhicce ayı bir gün sonra mı başlar?
    Cevab:

    Hesab da, rüyet de ayın başlaması için birer kriterdir. Kamerî aylar, ayın dünya etrafında bir defa dolaşıp yeniden doğuşu ile başlar. Oruç, kurban ve hac, kamerî ayın başlamasına göre ifa edilen ibadetlerdir. Kamerî ay doğar; ama o beldede görülmeyebilir. Bu sebeple dolunaydan itibaren 14 gece sayılıp 29. gece hilâl güneş batarken garb semasında gözetlenir. Görülürse, yeni ay başlar; herhangi bir sebeple görülmezse, içinde bulunulan ay 30 güne tamamlanır. Buna tekmil-i selâsin denir ve hadîs-i şerif ile emrolunmuştur. Yeni ay hesaba göre o gün doğsa bile, ay otuza tamamlanır ve ertesi gün yeni ayın 1’i olur. Bu sene olduğu gibi, bir ay hesaba göre başka, rü’yete göre başka gün başlayabilir. İbâdetlerde ise, esah kavle göre hesab değil, rü’yet esastır. Osmanlılar zamanında kamerî aylar hesab ile değil, rü’yet ile başladığından, çoğu zaman bu tekmil-i selâsin muamelesi yapılır ve bu, hükümet ve taşrada kadılar marifetiyle ilan edilirdi. Bu bakımdan Osmanlı vilâyetlerinin birinde Zilhicce ayı başlamışken, diğerinde daha 30 Zilka'de hüküm sürüyor olabilirdi. Hatta bu sebeple tarihî hâdiselerin çoğu milâdî güne çevrilirken bir gün kayma olabilmektedir. Zilka’de ayının 29.unu 30’a bağlayan gece Türkiye ve Hicaz’da Zilhicce hilâli görülemediği için, eğer Osmanlı Devleti zamanında olsaydı, bu sene (hicrî 1434) Zilka’de 30’a tamamlanıp, ertesi günü (yani 7 Ekim 2013 Pazartesi günü) Zilhicce’nin 1’i sayılıp, Kurban Bayramı da 16 Ekim Çarşamba günü başlayacaktı. Zilka’de 30 gün olsaydı; 29. gece hilâl görülemediği için, zaten 30’a tamamlanacak ve ertesi günü hilâl gözetlenmeyecekti. Zira kamerî aylar 31 gün olamaz.

    Ramazan hilâli, dünyanın her hangi bir yerinde şer’î esaslara muvafık bir şekilde görülürse, Hanefî mezhebine göre diğer beldelerde de Ramazan ayı başlamış olur. Şâfiî’de her belde kendi gördüğü ile amel eder. Osmanlılar zamanında Bursa veya Edirne’de hilâlin görüldüğü sonradan sâbit olur ve haber alınırsa, İstanbul’da da Ramazan ayı o gün başlamış sayılırdı. Zilhicce hilâli ise böyle değildir. Bunda her beldede ayrı ayrı şer’î esaslara göre görülmüş olması aranır. Bir beldede görülünce, esah kavle göre, başka beldede de Zilhicce ayının başlaması lâzım gelmez. Rü’yet yapılamadığı için kamerî ayın şer’î bir şekilde başlamadığı memleketlerde, kurbanların ihtiyaten ertesi günü kesilmesi, Ramazan’dan sonra da iki gün ihtiyaten oruç tutulması ile mesele hallolmaktadır.

    14 Ekim 2013 Pazartesi
  • Sual: Âkıl bâliğ olmayan bir çocuk veya akıl hastası hac yaparsa, hacı olur mu?
    Cevab: Çocuk, şartlarına uyarsa hac yerine gelir. Ama ileride zengin olursa, tekrar gitmesi lâzımdır. Akıl hastası hac yapamaz. Yerine velisinin yapması da gerekmez. Zira niyet lâzımdır.
    2 Kasım 2013 Cumartesi
  • Sual: Vekaleten umreye gidilebilir mi?
    Cevab: Hayır. Ancak umre yapıp, sevabı bir başkasına hediye edilebilir.
    24 Nisan 2014 Perşembe
  • Sual: Kendi adına umreye giden kişi, başkası adına tavaf edebilir mi?
    Cevab: Nafile ibadetin sevabı başkasına hediye edilebilir.
    28 Nisan 2014 Pazartesi
  • Sual: Babası ölüp vasiyet etmediği halde kendi parası ile babası için hac yapsa, hac farziyeti babadan düşer mi?
    Cevab: Bir kavle göre evet.
    3 Mayıs 2014 Cumartesi
  • Sual: Aynı zamanda Bulgaristan vatandaşı olup, oraya sık sık gidip gelen bir zengine, hacca gitmek Türkiye’den mümkün olmayıp, kota sebebiyle Bulgaristan’dan mümkün ise, gitmesi farz olur mu?
    Cevab: Haccın farz olması başka şeydir; gidebilmek başka şeydir. Ekseri bulunduğu yere vatanına itibar edilir. Giderse de, borçtan kurtulur.
    12 Mart 2015 Perşembe
  • Sual: Hâccetü’l-İslam kelimesinin manası nedir?
    Cevab: Farz olan hac manasına kullanılan bir tabirdir.
    27 Mart 2015 Cuma
  • Sual: Temettü ve kırân haclarında kurban parasının vekile aid olmasının sebebi nedir?
    Cevab: İfrad yapma imkânı varken yapmayıp, müvekkilini ekstra külfete soktuğu için.
    16 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Hacda rafes denilen cima, hacc fiileri bitiminden sonra olur deniliyor. Peki bu son fiilden ne anlamalıyız? Ziyaret tavafı yapıldıktan sonra mı cimâ helâl olur?
    Cevab: İhramdan çıkmak lâzımdır.
    5 Eylül 2015 Cumartesi
  • Sual: Çalışmak üzere Mekke’ye giden bir Türk, şehre ihramsız girse, geri de dönemese ve umre de yapamasa ne lâzım gelir?
    Cevab: Mekke’ye dışarıdan gelen kim olursa olsun, ihramlı olarak girmek ve umre yapmak mecburiyetindedir. İhramsız girerse, mikata kadar geri dönüp ihrama girer ve tekrar şehre girerse, caiz olur. Böyle yapmaz da, ihrama Mekke’de girerse, bir dem (koyun veya keçi kesmesi) lâzım olur. Eğer temettu veya karin haccına niyetlenmemiş, ifrad haccına niyetlenmiş ise, doğrudan Arafat’a çıkabilir. Aksi takdirde bir dem daha gerekir.
    28 Eylül 2015 Pazartesi
  • Sual: Hac veya umre için ihramdan çıkarken olunacak traşın asgari miktarı nedir?
    Cevab: Hanefî mezhebinde saçın dörtte biridir. Say çıkışındaki berberler bunu bilirler. Rubu (dörtte bir) deyince, o kadar alırlar.
    16 Şubat 2016 Salı
  • Sual: Resmî mecburiyet sebebiyle umreye mahremiyle farklı tayyarede gidilse caiz midir? Yine mahremiyle gitmiş olur mu?
    Cevab: Mahreminin seyahat esnasında beraber bulunması şarttır. Günahtan başka ayrıca umre sevabı da alamaz.
    12 Haziran 2016 Pazar
  • Sual: Haccda farz olan tavafı yaparken hayız olan bir kadın tavafını nasıl tamamlar?
    Cevab: Hayızlı kadının tavaf yapması haramdır. Bayramdan itibaren en az 10 gün kalacak şekilde ayarlamalıdır. Çünki hayzın azami mikdarı bu kadardır. Hayzı bitince tavafını yapar ve sonra memleketine döner.
    29 Haziran 2016 Çarşamba
  • Sual: Evlenirken mehr olarak hac veya umre tayin edilmesi caiz midir?
    Cevab: Mehr olarak para veya mal yahud karşılığı kolayca tayin edilebilecek bir menfaat tesbit edilir. Hac veya umre, mehr olarak tayin edilemez. Edilmiş ise mehr-i misl gerekir.
    28 Ağustos 2016 Pazar
  • Sual:

    Vefat iddeti bekleyen kadın, umreye gidebilir mi?

    Cevab: Kocası ölüp 4 ay 10 gün vefat iddeti bekleyen kadın, süslenemez; zaruret olmadıkça evden dışarı çıkamaz. Hanefîde gündüzleri bir maslahat için çıkmasına izin verilmiştir. Akşam, sohbet için komşusuna gidebilir. Ama geceyi evinde geçirecektir (İbni Abidin). Diğer üç mezhebde gündüz ancak, mecburiyet olunca dışarı çıkabilir. Bu mecburiyet, afet, evin yıkılması, ağır hastalık, düşman korkusu, ev sahibinin evden çıkarması gibi hallerdir.  Bu sebeple vefat iddeti bekleyen kadın, umreye ve hacca gidemez (Minhac, el-Muğni).
    7 Aralık 2016 Çarşamba
  • Sual: Çalıntı parayla hacca giden kimsenin haccı kabul olur mu? Olmuyorsa, parayı tazmin edip helâllik alsa, kâfi gelir mi?
    Cevab: Haram parayla yapılan hac sahih olur. Borç düşer. Ancak kabul olmaz, yani sevap alamaz.
    29 Ocak 2017 Pazar
  • Sual: Eşim ve iki küçük çocuğumla hacca kaydolduk. Ancak son zamanlardaki terör faaliyetleri sebebiyle tereddüt ediyoruz. Birkaç sene tehir etmemiz caiz midir?
    Cevab: Farz olmuş, üstelik kurada çıkmış olan bir haccı tehir etmek doğru değildir. Bir daha hiç gidemeyebilirsiniz. Ancak bu zamanda hanımları ve küçük çocukları hacca götürmek, hem dinen, hem aklen uygun değildir.
    19 Şubat 2017 Pazar
  • Sual: Diyânetin talebelere müteveccih umre programı bulunmaktadır. Kız talebenin yanında mahremi bulunmadan böyle bir programa iştirakinde beis var mıdır?
    Cevab: Kadınların yanında mahremi olmadan bir günlük yola, yani takriben 33 kilometreye gitmesi mekruh; üç günlük yola, yani takriben 104 kilometreye gitmesi haramdır. Hadis-i şerif ile men edilmiştir. Böyle olduğu halde, umre veya hacca giden, hem günaha girer; hem de yaptığı umreden hiçbir sevap alamaz. Zira ibadetler eğer günah işleyerek yapılırsa, sahih olsa bile, sevab hâsıl olmaz.
    19 Mart 2017 Pazar
  • Sual: Hac ve umrede Safa ile Merve arasında sa’y yaparken; yine Müzdelife'de vakfe yaparken abdestsiz olmak hâlinde bir şey gerekir mi?
    Cevab: Sa’yda ve Müzdelife vakfesinde abdest vâcib değildir.
    27 Mart 2017 Pazartesi
  • Sual: Umrede ihramdan çıkarken saçın ne kadar kesilmesi lazımdır?
    Cevab: Hanefî mezhebinde dörtte birinin kesilmesi vâcibdir. Orada berberler ve hacılar buna riayet etmedikleri görülmektedir. Halbuki vacibi terk günahtır ve haccın da, umrenin de sevabını yok eder. Boşa gitmiş olurlar.
    29 Mayıs 2017 Pazartesi
  • Sual: Mekke’de ikamet eden kişi hac aylarında umre yapsa, sonra ihramdan çıkıp, haccı da aynı sene içinde yapsa, o kişi temettü haccı mı yapmış olur?
    Cevab: Mekke’de oturanlar ancak ifrad haccı yapar.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: İfrat haccı yapan Mekkeli’ye nisaba mâlik ise kurban vâcip olur mu?
    Cevab: Sadece Mekkeliye değil, hacca giden herkese eğer nisaba mâlik ise ve seferî değil ise kurban vâcibdir. Temettü veya kıran haccı için kesilen şükür kurbanı başkadır.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Mekke’ye hacca gelmiş kişi 15 gün kaldığında mukim olur mu?
    Cevab: Hep Mekke’de kalmış ise, mukim olur.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Hac için 30 günlüğüne Mekke’de kalmaya niyet eden kişi Taif'e gidip gelse Mekke’ye girerken ihrama girip umre yapması gerekir mi?
    Cevab: Taif’e gitmek hacılara yasaktır. Ama giderse, tekrar döndüğünde ihramlanıp umre yapar.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Hac yaparken prostat hastası ihramın altına bir şey giyebilir mi?
    Cevab: Giyemez. Giyerse ve bir tam gün ve gece giyerse Harem’de ceza kurbanı kesmesi gerekir; bir günden az giymiş ise Harem fakirlerine sadaka verir. Ceza kurbanının etinden yiyemez. Sadaka ise fıtra mikdarı olmalıdır.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Usul kitaplarında zengin iken zekâtını vermese sonra fakir düşse zekâttan mesul olmaz diyor. Çünkü zekât ve fıtr, fevr (hemen verilmek) üzere değil, terâhi  (yani ömür boyu verilmek) üzere vâcibdir. Halbuki hac için de terâhi üzere farzdır denmesine rağmen, kişi daha sonra fakir düşse, ahirette hacdan mesul olacağı geçiyor. Aradaki işkali (tutarsızlık gibi görünen şeyi) nasıl giderebiliriz?
    Cevab: Zekâtı farz olduktan sonra bir sene içinde vermek lazım ise de, bir yılı geçince ömür boyu kerâhatle de olsa sahih olur. Zekât farz olduktan sonra fakir düşse, eğer bu, kendi iradesiyle olmuşsa, yani malı telef etmişse (istihlâk etmişse) zekât ondan düşmez. Fakat mal kendiliğinden telef olmuşsa (helak olmuşsa) zekât ondan düşer. Zekât malın aynına taalluk eder. Hac ise mala değil şahsa taalluk eder.
    14 Ağustos 2017 Pazartesi
  • Sual: Ölen akrabam vasiyet etmedi; miras da bırakmadı. Onun yerine hacca gidebilir miyim?
    Cevab: Evet. Umulur ki borç düşer. Bir kimse izin vermeden, başkasının, bunun yerine hacca gönderilmesi caiz değildir. Yalnız vâris, ölen akrabası, vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamış ise, kendine miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece ana-babasını hac borcundan kurtarmış olur. Kendine de, farz olmuş ise, kendi için, ayrıca gitmesi lazımdır. Onları borçtan kurtarması, kendine çok sevap kazandırır.
    23 Kasım 2017 Perşembe
  • Sual: Evlenmemiş; kendi evi ve arabası olmayan bir kişinin 20 veya 30 bin lirası olsa, kendisine hac farz olur mu?
    Cevab: Kendisinin ve bakmakla mükellef olduklarının nafakası ile borçları dışında, kendisini hacca götürüp getirecek kadar parası olana hac normal şartlarda farz olur.
    23 Kasım 2017 Perşembe
  • Sual: Maddi imkânlara sahip bir kişi, umreye gitmeden Kudüs’e gitse edebe mugayir davranmış olur mu?
    Cevab: Hayır. Umre sünnettir. Mescid-i Aksâ’yı ziyaret de müstehabdır.
    28 Aralık 2017 Perşembe
  • Sual: Mürtedin tövbe ettikten sonra, önceki namazlarını kazâ etmeyip, hac etmişse, tekrar hacca gitmesinin hikmeti nedir?
    Cevab: Hac, fevrî değil, müterâhîdir. Yani ömrün sonuna kadar vakti vardır.
    3 Ocak 2018 Çarşamba
  • Sual: Hacca gitmeye gücü yeten, ama kontenjan sebebiyle kuraya giremeyen Müslüman ne yapmalıdır?
    Cevab: Hac farz olmaz. Gücü yetmiyor demektir.
    5 Nisan 2018 Perşembe
  • Sual: Kendisine hac farz olan, ama gidemeyen biri, Medine’de bulunan bir akrabasını vekil edebilir mi?
    Cevab: Hanefî mezhebinde, hac vekilinin (bedelin), müvekkilinn (vekil edenin) memleketinden hacca gitmesi lazımdır. Şâfiî mezhebinde bu şart değildir. Eğer vekil edecek kimse, hac farz olduğunda zengin, ama vekil edeceği zaman fakir ise, Şâfiî mezhebini taklit ederek Mekkeli birine veya başka şehirden birine vekâleten hac yaptırabilir.
    15 Nisan 2018 Pazar
  • Sual: Ka’be’nin bulunduğu yerde 70 kadar peygamberin kabri olduğu doğru mudur? Öyle ise tavaf edilirken üzerine basılmış olmuyor mu?
    Cevab: Böyle ise de, nerede bulundukları belli değildir. Tavaf, şer’î emirle yapılmaktadır. 
  • Sual: İşçi vizesiyle hacca giden bir kimse, hava meydanında ihrama girse ve temettü haccına niyet etse, Cidde’ye indikleri zaman kontrol mıntıkasından geçebilmek için ihramı çıkarttırsalar, ne lazım gelir?
    Cevab: İhrama girdikten sonra, mikatı geçmeden veya geçtikten sonra çıkarmanın zararı yok. Elverir ki ihram yasaklarını ihlal etmesinler. Nitekim yıkanırken de ihram çıkarılıyor. Mikattan evvel ihrama girmişse, mikata gelene kadar ihram yasakları başlamaz. Mikattan sonra ise ihramı çıkarsa bile ihram yasakları devam eder.
    29 Haziran 2018 Cuma
  • Sual: İhramlı iken önü ve üstünün bir kısmı açık, arka tarafında kuşağı olan ve dikişli sandeleti giymekte veya dikişli önü ve arkası açık terlik giymekte mahzur var mıdır?
    Cevab: Ayakkabı, topuğu tamamen içine almıyorsa caizdir. Yani topuk dışarda kalıyorsa caizdir. Sandalet giymek mahzurlu değildir.
    29 Haziran 2018 Cuma
  • Sual: Kadın erkek karışık şekilde tavaf edilmesinde bir hikmet var mıdır?
    Cevab: Tavafın kadın erkek karışık yapıldığını nereden çıkardınız? Erkeklerle kadınların tavafta karışması haramdır. Şimdi yapılıyor ise de dine aykırıdır. Eskiden ayrı yapılırdı. Karışma olursa, harem ağaları ellerindeki sopalarla halka teşkil edip iki cinsi ayırırdı.
    14 Eylül 2018 Cuma
  • Sual: Kurasız vip hacılık caiz midir?
    Cevab: Niye olmasın? Zaten kuraya girip beklemeyi, kura çıkmayınca da üzülmeyi anlamak zordur. Hacca parası olan gider. Onun için parası olan bastırıp kuraya girmeden hacca gider. Parası olmayan kurayı bekler; gidemezse de zararı yoktur. Zira farz olmamış demektir.
    13 Şubat 2019 Çarşamba
  • Sual: Bu zamanda hanımların hacca gitmesi caiz midir?
    Cevab: Erkek olsun, kadın olsun, haccın vücub ve eda şartlarını haiz bulunan Müslümanın hacca gitmesi farzdır. Hemen gitmesi gerekmez ise de, sonraki senelerde fakir düşerse, farz üzerinden düşmez; sıhhatini kaybederse, vekil (bedel) yollaması icab eder. Haccın eda şartlarından birisi de hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olmaktır. Hanımın yanında mahreminin bulunması da şarttır. Bu zamanda gerek tavafta, gerek şeytan taşlamada ve gerekse başka yerlerde tesettüre riayet edilmiyor. Saliha bir hanımın, hac menâsikini hakkıyla, günah işlemeden yerine getirmesi imkânsız gibidir. Şeytan taşlamada izdiham varsa, bedel yollamak caiz ise de, tavaf ve vakfede böyle değildir. İbni Âbidin hazretleri Reddü’l-Muhtar’da hac bahsinde diyor ki: “Kadın, âşikâre telbiye yapamaz. Bilakis kendisi işitecek kadar yapar. Kadın remel ve ıztıbâ yapmaz. İki direk arasında koşmaz, tıraş da olmaz. Sadece saçının dörtte birinden kısaltma yapar. Dikişli elbise ve mest giyer, ziynet takınır, kalabalıkta Hacerü’l-Esved’e yaklaşmaz. Çünkü erkeklere dokunmaktan menedilmiştir.”

    Yine Reddü’l-Muhtar mukaddimesinde anlatıyor: “Verrak hacca diye yola çıkmış; bir konak yol aldıktan sonra arkadaşlarına, ‘Beni geri çevirin! Ben bir konak mesafede yedi yüz büyük günah işledim’ demiş, arkadaşları da onu geri çevirmişlerdir. Mazhar Cân-ı Cânân hazretleri, Makamat-ı Mazheriyye’de 26. mektubda diyor ki, “Hacda bir farzı veya vacibi özürsüz terk etmemek veya haram, mekruh işlememek lazımdır. Aksi halde, nafile hac ve ömre yapmak sevap değil, günah olur.” Eskiden haccın günah işlemeden yapılabilmesi için, hem hac emiri, hem deliller, hem mahallî âlimler, hem harem ağaları, hem Hicaz hükümeti, hem de bizzat hacılar riayetkâr idiler. Son zamanlarda bu riayet kalmadığı gibi, Suudi Arabistan hükümetinin bazı lakayt tavırları da hac yerindeki emniyeti zâil etmiştir. Mesela eskiden zenci hadım harem ağaları tavaf esnasında ortada dizilip ellerinde uzun sopaları tutarak çember hâsıl eder; erkeklerle kadınların birbirine karışmasına mâni olurdu. Bunları biz de gördük. 90’lı senelerde bu cemiyet kaldırıldı. Ayrıca hac için gittiği mukaddes beldelerde kaçırılan, kaybolan veya başına türlü felâketler gelen hanımların hikâyeleri de maruf ve mazbuttur.

    Gemi, tren, otobüs ve tayyareden tehlikeli olan ile gitmek lazım olduğu zaman, hacca gitmek farz olmaz. Eşkıyaların, hacıların canına, malına saldırdığı yıllarda hacca gitmek farz olmaz. Hac için ayakbastı parası, vergi, rüşvet vermek bazı âlimlere göre caizdir. Zira malını, canını, hakkını kurtarmak için rüşvet vermek, her zaman caizdir. Rüşvet istemek günah olur. Bazı âlimlere göre, farzı yapmak için günah işlemek caiz olmaz. Bu sebeple her iki kavle göre de haccın farziyeti düşer. Osmanlılar Kudüs’e hacca gelen gayrımüslimlerden bile böyle bir para almadığı halde, bugün her hacıdan 444 riyal ayak bastı parası alınmaktadır. Bu sebeple zamanımızda hac farziyeti şüphelidir. Gidildiği zaman da farzlara ve vâciblere mutlaka; sünnet ve müstehablara da mehma emken riayet etmek icab eder. Aksi takdirde sadece borç ödenir; ama o hacdan sevab almak şöyle dursun; ayrıca günaha girilmiş olur. Hele nâfile hac ve umre ise, boş yere gidip, günahla dönmüş olur. Hiçbir sevab elde edemez.

    17 Şubat 2019 Pazar
  • Sual: Hacda saçımın dörtte birini kestiğimden emin değilim. Bundan azına cevaz veren Ebu Yusuf’a uyabilir miyim?
    Cevab: İmam Ebu Yusuf'a göre saçları eyyam-ı nahr ve haremde kesmek vacib değil, sünnettir. O da dörtte bire kaildir. Nerede ne zaman olursa olsun kesmekle ihramdan çıkar. Fakat o zamana kadar ihram yasağı devam eder.
    22 Şubat 2019 Cuma
  • Sual: Amcam hacca gitti. Mekke’ye gitmeden Medine’de vefat etti ve orada defnedildi. Şehit sayılır mı?
    Cevab: Hac yolunda ölen hac sevabı alır. Nitekim Resul-i Ekrem efendimiz: “Hac yolunda ölen bir kimse için her sene mebrur (kabul olmuş) bir hac sevabı yazılır” buyurdu.
    31 Mart 2019 Pazar
  • Sual: İhramlıyken kurban kesecek bir hata işleyen kimse kurbanı kendi ülkesinde kesebilir mi?
    Cevab: Hayır. Harem hududu içinde kesilecektir.
    25 Mayıs 2019 Cumartesi
  • Sual: İki evi olan ya da iki ev parası olup da ailesiyle yaşayana hac farz mıdır?
    Cevab: Haccın bununla alakası yoktur. Hacca gidip gelecek ve geride nafakası farz olanların nafakasına yetecek kadar parası olana hac farzdır. Yol serbestisi ve emniyeti de olmalıdır. Kadın ise mahremi de bulunmalıdır.
    15 Haziran 2019 Cumartesi
  • Sual: Hac kurası çıkmış ama, kocası birkaç gün evvel vefat etmiş bir hanım ne yapar?
    Cevab: Ölüm iddeti bekleyen kadın hamile ise doğurana kadar, değilse 4 ay 10 boyunca gündüz bir iş için evden çıkabilir; gece çıkamaz; yakın veya uzak seyahate gidemez; mahremi olsa bile hacca gidemez. Giderse, hac sahih olsa bile, hem günah işlemiş olur; hem de haccın sevabından mahrum kalır. (Fetava-i Hindiyye, İhdad bahsi).
    22 Temmuz 2019 Pazartesi
  • Sual: Mekke’de ikamet eden bir kişi hac yapacaksa hac ayı dediğimiz aylarda umre yaparsa ceza kurbanı kesmesi gerekir mi?
    Cevab: Âfâkiler ifrad, temettü veya kıran haccı yapmakta muhayyerdir. Harem ve Hill halkının temettü ve kıran haccı yapması caiz değildir. Ancak yaparlarsa ceza kurbanı keserler. Onlar yalnızca ifrad haccı yapar ki bunun başında umre yoktur. Müstakil umre yapmaya mani değildir.
    25 Temmuz 2019 Perşembe
  • Sual: Bakıp hayal kurmak suretiyle inzal olan kimsenin orucu, haccı, itikafı bozulur mu?
    Cevab: Hayır.
    31 Ekim 2019 Perşembe
  • Sual: Birkaç kadın Şâfiî mezhebini takliden anlaşıp umreye gidebilirler mi?
    Cevab: Hayır, bu hüküm hac içindir. Üstelik mezhep taklidi için zaruret yoktur. Zira Hanefî’de mahremi olmayana hac farz değildir. Ölene kadar mahrem bulup gidemezse, bedel yollanmasını vasiyet eder.
    10 Kasım 2019 Pazar
  • Sual: Haccı bir gün evvel yapsalar, şükür kurbanını böylece bir gün evvel kesen biri ne yapar?
    Cevab: Ertesi gün tekrar Arafat’a çıkar. Tekrar şükür kurbanı keser. Kesmemişse, sonradan Harem’de biri ceza olmak üzere iki tane kurban keser. 10 gün oruç tutmak kâfi gelmez. Bu, kurban bulamayan içindir.
    15 Kasım 2019 Cuma
  • Sual: Anneme hac farz olmuştu, fakat gitmedi. Kendi başına haccını yapabilecek sıhhattedir. Bu halde gitmeyip bana vekâlet verebilir mi?
    Cevab: Sağlığı müsait olanlar başkasını vekil edemez. Ölene kadar gidemezse, o zaman bedel gönderilmesini vasiyet eder.
    15 Kasım 2019 Cuma
  • Sual: Umrede Hanefi’yi taklit eden bir Şafiî, burnu kanasa, tavafın hükmü nedir?
    Cevab: Hanefî'ye göre abdestli olması lazımdır. Burnu kanarsa abdest bozulur; tavafın vacibi eksik kalır. Yeniden tavaf yapmalıdır. Yapmazsa, umresi tahrimî kerahatle sahih olur. Hiç sevap alamaz.
    4 Aralık 2019 Çarşamba
  • Sual: İhramlı iken eline gülsuyu değen kişi ne yapmalıdır?
    Cevab: Bir uzvun dörtte birinden az sürülmüş ise Harem’de fakire sadaka lazımdır. 
    17 Ocak 2020 Cuma
  • Sual: İhramlı iken elleri hataen sabun ile yıkamanın hükmü nedir
    Cevab: Kokulu değilse caizdir. Kokulu ise sadaka veya dem(kurban) gerekir.
    2 Mart 2020 Pazartesi
  • Sual: Kâbe-i Muazzamanın kapandığı, hac ve umrenin yapılamadığı zamanlar oldu mu?
    Cevab: Elbette. 14 defa ibadete kapandığı biliniyor. Sel ve sair afetler haricinde, mesela IX. asırdaki Bâtınî isyanları sebebiyle Kâbe’ye girilemediği zamanlar oldu. 930 senesinde Karmatîler Mekke’yi işgal etti; hacıları öldürdü; hatta Hacerülesved’i bile söküp Bahreyn’e götürdüler. 1979’de İhvan isyanı esnasında da Kâbe ibadete kapatıldı.
    1 Nisan 2020 Çarşamba
  • Sual: Cumhuriyet devrinde hacca gitmenin yasaklandığı doğru mudur?
    Cevab: Hacca gidişin kolera, harb, soygun gibi sebeplerle tatil edildiği olmuştur. Cumhuriyet devrinde böyle bir sebep olmaksızın hacca gitmek yasaklanmıştır. Hacca gitme yasağı 1947 yılında kalktı. 1955 yılında kolera sebebiyle tekrar kondu. Şubat 1963 yılında bu yasak kaldırıldı.
    6 Nisan 2020 Pazartesi
  • Sual: Mahremi bulunmayan kadınların Şâfiî’yi takliden mahremsiz hacca gitmesi caiz midir?
    Cevab: Mezhep taklidi ancak ihtiyaç varsa olur. Burada ihtiyaç yoktur. Böyle bir kadına hac farz değildir. Şâfiî’nin kavli de yol emniyeti ve emin yolcularla mukayyettir ki bugün için bu mevzubahis değildir.
    27 Nisan 2020 Pazartesi
  • Sual: Hacda Müzdelife’de vakfe yaparken akşamı yatsıyla yatsı vaktinde tehir ederek cem ettikten sonra, kafile reisi izdiham sebebiyle Şâfiî mezhebini taklit edelim diyerek, herkesi Mekke’ye götürdü. Fecre kadar kalınmadı. Bunun bir mahzuru var mıdır?
    Cevab: Vâcibi terk ettiği için, tövbe etmesi, ayrıca Harem’de bir koyun/keçi kesilmesi lazımdır. Hacdan dönmüşse, buradan birini vekil eder; o vekil hacca veya umreye gittiğinde keser, etini oradaki fakirlere dağıtır. Çünki Hanefî’de Müzdelife vakfesinin imsaktan sonra olması vaciptir. Üç mezhepte gece de olabilir. Ama hac Şâfiî’ye göre yapılmamış ise, bu meselede Şâfiî mezhebi taklit edilemez.
    13 Haziran 2020 Cumartesi
  • Sual: Bir kimse ölmüş anne ve babasının yerine birini umreye gönderebilir mi?
    Cevab: Hac, hem beden hem de mal ile yapılan ibadet olduğundan, hac farz olup da bir şekilde gidemeyen kimse, yerine bedel (vekil) gönderir veya bunu vasiyet eder. Bu şekilde farz borcundan kurtulur. Evlat, anne ve babası vasiyet etmemişse, kendine kalan mirastan bedel gönderirse veya kendisi bizzat vekil olursa, anne ve babası borçtan kurtulur. Umre farz değildir. Umre için bedel gönderilmesi meşru olmamıştır. Anne ve babası için umreye vekil göndermek abestir. Ancak umreye giden birine rica edip hediye vererek anne ve babasının adına da umre yapmalarını isteyebilir veya kendisi anne ve babasının veya her hangi birinin adına umre yapabilir. Bu, umrenin sevabını o kişiye hediye etmek manasına gelir.
    8 Eylül 2020 Salı
  • Sual: Yanında mahremi olmadan hacca giden kadının, yasağa uymadığı için ceza olarak koyun kesmesi lazım gelir mi?
    Cevab: Hayır. Ama haccın sevabını alamaz. Ayrıca tevbe etmesi lazımdır.
    24 Kasım 2020 Salı
  • Sual: Anneme kurban vacip değildi. Ama kurban kesmek istedi. Ben de nisap miktarı paramı vacip sevabı alsın diye ona hediye ettim. Bayramdan sonra bana geri hediye etti. Kısa müddet için zengin olduğu için anneme hac farz oldu mu?
    Cevab: Evet. Bu iş çocuk oyuncağı değildir.
    5 Temmuz 2021 Pazartesi
  • Sual: Zilhicce’nin birinci gününden onuncu gününe kadar tırnak kesmemek, saç ve sakal traşı olmamak sevap mıdır?
    Cevab: Hacılara benzemek için müstehabdır. Bu zamanda tatbiki gayri mümkün ve manasızdır. Fitne çıkabilir ve hacıların çoğu artık o günlerde bu halde değildir. Hac artık çok kısa sürer.
    8 Temmuz 2021 Perşembe
  • Sual: Hac farz olan bir kişi aşırı derecede uçak korkusu olsa bu mazeret olur mu?
    Cevab: Olur. Gemi gibi tehlikeli seyahat, hacca gitmemek için özürdür.
    5 Ağustos 2021 Perşembe
  • Sual: Evlatların veya dostların hediye ettiği para ile hacca gitmek farz olur mu?
    Cevab: Elbette. Mülküdür.
    14 Eylül 2021 Salı
  • Sual: Hac yaparken kullanılan ihramın kudsiyeti var mıdır?
    Cevab: Yoktur. Ama hatıra sebebiyle insanlar kıymet vermişler; kefen olarak kullanmışlardır.
    28 Ekim 2021 Perşembe
  • Sual: Hacdan gelenin mevlid okutması gerekir mi ?
    Cevab: Adettir.
    3 Aralık 2021 Cuma
  • Sual: Haccı sonraya bırakmak caiz ise, eda fırsatı bulamadan ölürse ne olacak?
    Cevab: Vekil gönderilmesini vasiyet etmemişse günahkâr ölür. Tutulmayan oruç ve bir kavle göre zekât borcu da böyledir. Namaz borcu ise fevridir, hemen yerine getirilmelidir.
    28 Ocak 2022 Cuma
  • Sual: Hazret-i Osman’ın temettu haccı ile hac ve umreyi birleştirmekten men ettiği; Hazret-i Ali’nin ise hac ile umreyi beraber yapıp “Herhangi birinin sözüne bakarak Peygamber'in sünnetini bırakacak değilim” dediği doğru mudur? Doğru ise açıkça Hazret-i Osman’ı sünnete riayet etmemekle suçladığı anlaşılmıyor mu?
    Cevab: Hadis-i şeriflere kafasına göre mana vermek doğru değildir. Burası ictihad mahallidir. Onun içtihadı öyle olmuştur. Her müctehid sünnetten anladığına uyar. Şah Veliyyullah Dehlevî der ki: “Dört mezhep âlimleri bildiriyor ki, Hazret-i Ömer temettu haccını inkar etmedi. Mekkeliler için ifrad haccı daha sevaptır, buyururdu. Haccın birçok nüsükünde, dört mezhep arasında da ihtilaflar vardır. Bunlar ictihad ayrılıklarıdır. İctihad ayrılıkları bidat değildir. Resulullahın haccı nasıl yaptığını, eshab-ı kiram, bütün tafsilatı ile haber verdiler. Bu haberler arasında hiç ayrılık yoktur. Bazı işleri ne niyetle yaptığını anlamakta ihtilaf olmuştur. Mâlikî ve Şâfii mezhepleri, Resulullahın haccı, ifrad idi dediler. Hazret-i Ömer ve Osman da bunu söylemişlerdir.” (Kurretü’l-Ayneyn)
    4 Ağustos 2022 Perşembe
  • Sual: Annem, anneannem ve ben, üçümüz umreye gitmemiz uygun mudur?
    Cevab: Hanımların yanlarında mahremi olmadan seyahate çıkmaları caiz değildir. Umreye ve hacca giderlerse, sevap alamadıkları gibi günaha da girerler. Çünki ibadet yaparken işlenen günahların şiddeti daha ağırdır ve ibadetin sevabını giderir.
    6 Eylül 2022 Salı
  • Sual: Nafile tavafın son üç şavtını, sonra yaparım diye bırakarak tavafı kesse, ama yapamasa, ne lazım gelir?
    Cevab: Tavafın bütün şavtlarını peş peşe yapmak Mâlikîler’e göre vâciptir. Farz namaz için ikamet getirilmesi veya abdestin bozulması gibi bir halde tavaf olduğu yerde bırakılır, kalan kısmı daha sonra tamamlanır. Üç mezhepte ise muvalat sünnettir. Bu tavafı sonra tamamlayabilir. Aksi takdirde dem (koyun kesmesi) icap eder.
    21 Eylül 2022 Çarşamba
  • Sual: Bir kimse kotanın doluluğu veya parasının az olması sebebiyle kasap olarak hacca gitse, kasaplık yapmasa haccı caiz midir?
    Cevab: Bu, hacca mani bir husus değildir.
    19 Kasım 2022 Cumartesi
  • Sual: Hac kurası çıkan biri çok yaşlı olduğu için gidemese, ne lazım gelir?
    Cevab: Zenginse yerine birini vekil (bedel) gönderir. Bunun için vasiyette bulunur. Diyanet, vekil kabul etmezse, yapacak bir şey yoktur.
    25 Ocak 2023 Çarşamba
  • Sual: Farz haccı eda etmiş olan kimse hiç mazereti olmadığı halde başkasını vekaleten nafile hacca gönderebilir mi?
    Cevab: Hayır. Bedel, farz olan ibadetler için zarureten kabul edilmiştir.
    7 Şubat 2023 Salı
  • Sual: Hac için ziyaret tavafı yapıldıktan sonra say yapılır mı?
    Cevab:

    Kudüm tavafında say yapmışsa, lüzum yoktur. Yapmamışsa yapar. Efdal olan, sa’yin ziyaret tavafından sonra yapılmasıdır.

    23 Şubat 2023 Perşembe
  • Sual: Bir kimse tıraş olmadan ihramdan çıksa ne ceza gerekir?
    Cevab:

    İhramdan çıkmış olmaz. Traş olmadıkça ihram yasakları devam eder.

    23 Şubat 2023 Perşembe
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • TR
  • EN
© 2019
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder