Sual: Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar hangileridir?
Cevab:
Helal et meselesi: Bir etin helal et olması, hayvanın eti yenen hayvanlardan olup olmasından başka, hayvanı kesen ve kesim şekli ile de alâkalıdır. Eti yenen hayvanlar usulüne uygun bir şekilde kesilirse, eti ve her şeyi helal olur. Eti yenmeyen hayvanlar usulüne uygun şekilde kesilirse, etinden başka her şeyi helal olur. Domuz ve köpek müstesnadır.
Eti yenen-yenmeyen hayvanlar Domuz ve köpek eti ittifakla helal değildir. Avını köpek dişi ile veya pençesi ile yakalayan hayvanın eti de helal değildir. Dolayısıyla arslan, kaplan, kurt, fil, ayı, kedi gibi yırtıcı hayvanlar ile pençeli olup başka kuşlara saldıran kartal, atmaca, şahin, doğan, pençesizlerden de leş yiyen çaylak, akbaba, leş kargası gibi yırtıcı kuşlar helal değildir. Ancak Mâlikîlere göre dört ayaklı yırtıcı hayvanlar kerahetle helaldir. Kirpi, gelincik, tilki, sırtlan, samur Şâfiî’de helaldir. Kirpi, köstebek, yılan Mâlikî’de helaldir. Tilki ve sırtlan Hanbelî’de helaldir, kirpi Hanbelî’de helal değildir. Çakal Şâfiî’de de haramdır. Kırlangıç, hüdhüd (ibik kuşu), yarasa, baykuş, papağan, tavus kuşu, saksağan [ve penguen] helaldir. Bunlar Şâfiî’de helal değildir. Leş kargası yenmez. Ekin kargası ve kara karga Hanefî ve Mâlikî’de helaldir. Güvercin, turna, toy, bülbül, keklik, bıldırcın, sığırcık, serçe helaldir. Leylek helal olmakla beraber insanlar bunu yemeği hoş görmezler.
Deniz mahsullerinden balığa benzeyenleri yemek câizdir. Midye, karides, istakoz, ahtapot, kalamar gibi balığa benzemeyenleri yemek helal değildir. Timsah ve kurbağa hariç hepsi Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî’de helaldir. Hem suda, hem karada yaşayan yengeç, kunduz, kurbağa [fok, su samuru] gibileri Hanefî ve Şâfiî’de helal değildir. Mâlikî ve Hanbelî’de helaldir; bunlardan kaplumbağa gibileri kesilerek yenir; yengeç gibi akar kanı olmayanlar balık gibi tutulup yenir. Timsah dört mezhepte de helal değildir.
Karada, suda yaşayan haşaratı yemek helal değildir. Meselâ, kertenkele, kaplumbağa, yılan, kurbağa, arı, pire, bit, sinek, akrep, midye, yengeç, fare, köstebek, kirpi, sincap yemek helal değildir. Bütün kara haşereleri Mâlikî’de kerahetle câizdir. Çekirge ittifakla helaldir. Ancak Mâlikî’de kendiliğinden değil, dışarıdan bir müdahale ile ölmüş olması gerekir.
Sığır (inek, öküz, manda), davar (koyun, keçi), deve, kümes hayvanları (tavuk, ördek, kaz), yabanî eşek (zebra), tavşan, zürafa, geyik, yaban sığırı, yaban keçisi helaldir. At eti İmam Ebu Hanife’ye göre tenzihen mekruhtur. Diğerlerine göre helaldir. Ehlî eşek ve katır yenmez. İki ayrı cins hayvanın yavrusu anasına tâbidir. Mâlikî ve Şâfiî’de biri ehli, diğeri vahşi iki hayvanın yavrusu yenir.
Kendiliğinden ölen hayvan helal değildir. Ölmek üzere olup usulünce kesilen hayvan helaldir. Ava atış yapıp bu darbe ile ölen hayvan helaldir. Balık ve çekirge kendiliğinden ölse bile helaldir.
Hayvanın kesim usulü Hayvanın boğazında merî denilen yemek borusu, hulkûm denilen hava borusu ve evdâc denilen iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört borudan üçü bir anda kesilmelidir. İmam Ebu Yusuf’a göre mutlaka yemek, nefes ve şah damarından biri kesilmelidir. Hayvanı yalnız ensesinden kesmek câiz değildir. Şâfiî ve Hanbelî’de yalnızca nefes ve yemek borusu kesilir. Mâlikî’de nefes borusu ile iki şah (boyun) damarını kesmek gerekir. Başı tamamen kesilen hayvan dört mezhepte de kerahetle helaldir. Hayvan kesildiği zaman boğaz çıkıntısı başta kalırsa helaldir; vücud tarafında kalırsa Hanefî ile bazı Mâlikîlere göre helal, Şâfiî ve Hanbelî ile Mâlikîlerin ekseriyetine göre helal değildir.
Hayvan ensesinden kesilip nefes borusunu keserken canlı ise Hanefî ve Şâfiî mezhebinde helal olur. Mâlikî mezhebinde ensesinden kesilen hayvan hiç helal olmaz.
Kesmeyip de, bir yerine bıçak saplayarak, ensesine ve alnına vurarak veya boğarak veya ilaçlayarak, elektrikleyerek öldürülen kara hayvanları leş olur. Bunları yemek helal değildir.
Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta duran balık helal değildir. Bunun dışında ağ ile, saçma ile, ilaç ile, sarsıntı ile ölen her balık helaldir.
Hayvanı kesen kimse Müslümanın veya Ehl-i kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların) Allah’ın ismini veya bir sıfatını, herhangi bir lisan ile söyleyerek kestiği hayvan helaldir. Besmele unutulursa helal olur. Besmelenin kasden terk edilerek kesilen hayvan Hanefî’de helal değildir, Şâfiî’de kerahetle caizdir. Mâlikî mezhebinde, Besmelesi unutulan da helal değildir. Av hayvanını da yakalarken besmele çekilmezse veya avı Müslüman veya Ehl-i kitap olmayan biri yakalarsa bunun eti helal değildir. Ancak böyle tutulan balık helaldir. Kesen müşrik, putperest, ateist ve mürted ise kestiği hayvan hiç helal değildir. Yedi yaşından küçük çocuğun, delinin ve sarhoşun kestiği de helal değildir. Şâfiî’de kerahetle caizdir.
Hayvanı keserken besmele Allah’tan başkası için kesilen hayvan yenmez. Makam sahipleri bir yere gelince şerefine kesilen hayvan yenmez. Çünki Allah’tan başkası için hayvan kesmek olur. Keserken Allah’ın ismini söylese de yenmez. Eğer gelene yedirmek için kesilirse helal olur. Ehl-i kitabın Allah’ın değil de, İsa veya Uzeyr Peygamber’in ismini söyleyerek kestiği hayvan yalnızca Mâlikî mezhebine göre kerahetle helaldir.
Arapça bildiği halde, besmeleyi başka lisan ile söylemek câizdir.
Bir hayvana söylenen tekbir ile başka hayvan kesilemez. Tekbirin kesen tarafından söylenmesi lâzımdır. Bıçağa yazmak olmaz.
Besmele ile gönderilen av köpeğinin ve doğan kuşunun yakalayıp ısırarak yaralayıp öldürdüğü av hayvanı helaldir. Diri getirdikleri av hayvanını kesmek lâzımdır. Köpeğin, yaralamayıp boğduğu ve yaralayıp etinden yediği av yenmez.
Hayvanın yenmeyen yerleri Kurbanın ve eti yenen her hayvanın yedi yerini yemek haramdır. Bunlar, akan kan, bevl âleti [zekeri], hayaları [koç yumurtası], bezleri [guddeleri], safra kesesi, dişi hayvanın önü ve bevl kesesi [mesâne]. Gudde herhangi bir hastalık sebebiyle deri ile et arasında meydana gelen sertleşmiş ez bezeleridir.
Hayvanı usulünce kesmek veya av hayvanı ise vurmak suretiyle hayvan temiz olur. Yemesi helal ise yenir. Eti yenen hayvanlardan kendiliğinden ölenler leş olur. Eti yenmez ise de, kılı, kemiği, dişi temizdir. Derisi tabaklanınca temiz olur. Eti yenmeyen hayvan usulüne uygun kesilince yalnız derisi temiz olur. Domuz ve yılan derisi tabaklansa bile temiz olmaz. Domuzun hiçbir yerinden istifade edilemez. Hanefî ve Mâlikî’de kılı ayakkabı dikişinde kullanılabilir. Şâfiî’de köpeğin de derisi tabaklansa bile temiz olmaz.
Helal et ile helal olmayan et beraber aynı çömlekte pişirilirse yenmez. Deniz hayvanlarından yemesi câiz olmayanlar temizdir. Helal et beraber pişirilirse, deniz mahsulleri ayırılıp kalan kısmı yenir. Balığın içi yenmez; ama salamura ise veya böylece pişirilmiş ise temizlenip kalanı yenir. Eti yenmeyen hayvanın kesildiği bıçak ile kesilen veya böyle etin doğrandığı tahta üzerinde doğranan helal et yıkanır veya ateşte pişirilirse temiz olur. Haram etin kızartıldığı ızgara üzerinde helal eti kızartmak câizdir. Çünki ateş temizleyicidir. Tavuk tüyleri yolunmadan ve içi temizlenmeden kaynar suya atılıp 20-25 saniye bekletilirse necis olur ve yenmez. Çünki içindekilerle beraber pişer ve içindeki necaset derisine akseder. Ancak kaynar olmayan sıcak suya atılırsa, eti helal olur, ancak tüyleri yolunup içi boşaltıldıktan sonra derisini soğuk suyla yıkamak gerekir. Et şarap ile kaynatılırsa necis olur, yenmez. Üç kere temiz su ile kaynatıp her birinde soğutulursa temiz olur denildi.
Müslüman kasaptan alınan bir etin, nasıl kesildiği bilinmiyorsa, helal olmak ihtimali varsa, yani kesenler Müslüman-Ehl-i kitap ve müşrik-mürted karışık ise, yemek helal olur. Harâm olduğu görerek veya âdil bir müslümanın haber vermesi ile anlaşılarak bilinirse yenmez. Fakat sorup araştırmak lâzım değildir. Ehl-i kitabın dârülharbde kesmiş oldukları aksi sâbit olmadıkça helal ve temiz kabul edilir. Ehl-i kitap olmayanın etli yemeklerini yemek onların kestiği kat’î bilinmediği için kerahetle câizdir. Böyle kasaptan alınan etler de kerahetle helaldir. Çin gibi Budist veya Küba gibi komünist memleketlerde satılan etin, Müslüman veya ehl-i kitap olmayan biri tarafından kesildiği yahud leş olduğu bilinmedikçe, alınıp yenmesi câizdir. Çünki burada Ehl-i kitap ve Müslümanlar da yaşamaktadır.
4 Kasım 2010 Perşembe