Yazışmalar
-
Sa’yda abdesti kaçan kimse ne yapar?
-
Hutbeyi üç basamakta okumanın hükmü nedir?
-
Babamız bir sığıra ortak oldu ve kurban kesmeden öldü. Kurbanı annemiz kesebilir mi? Biz yiyebilir miyiz?
-
Müteahhidim. İnşaat için demir alıyorum. Bunun zekâtını verecek miyim?
-
Terzi, saatçi, ayakkabı tamircisi gibiler kendilerine bırakılıp alınmayan malları ne yapacak? Bunu saklamanın zamanı var mı?
-
Kur’an-ı kerimin son surelerini okurken arada Allahü ekber demenin dinde yeri var mıdır?
-
İmam ön safta namaz kılan yoksa cemaate döner diyor. Ön safta değil ama arkada varsa yine döner mi?
-
Ramazanda yatsıyı cemaatle kıldık. Terâvih kılmadık. Vitri cemaatle kılabilir miyiz?
-
Gayrımüslim kadının avretine bakmak câiz midir?
-
Çalışığım şirket beni bir iş için Ankara’ya gönderdi. Tayyare biletimi de verdi. Dönüşte ben kardeşimin arabasıyla geldim. Tayyare biletini iade etmem gerekir mi?
-
Böyle bir ihtiyaç yokken, bu sebeplerle dâvâ açmak uygun olur mu?
-
Bir kimse geliyor, kiracısını çıkarmak istediğini söylüyor. Avukat da müvekkilin oğlunun o işyerinde bir iş yapacağını yahut çocuğunun evlenip o evde oturacağını söyleyerek, ihtiyaçtan tahliye dâvâsı açıyor. Hakiki olarak böyle bir sebep olsaydı, uygun olur muydu?
-
Bankanın avukatlığını yapan, bankanın meşru olmayan işlerinin takibini yapabilir mi?
-
İşveren hiçbir sebep göstermeden, işçinin iş akdini fesh edebilir mi?
-
Ödeme tarihi konulmuş bir borç senedi uyarınca, alacağı takip etmek câiz olur mu?
-
Tefecilerin yaptıkları iki iş meşhurdur. Birincisi, belli miktar alacağı, alacaklıdan daha düşük fiyata satın alıp, bunların tahsilâtını yapmak; ikincisi, ödünç verip, vâdesinde fâizi ile almaktır. Bu şartlarda tefeci avukatı olmak câiz midir? Bazı büyük şirketler sadece birincisini yapıyorlar. Bunların avukatlığını yapmak câiz midir? Yanında çalışılan avukat bu tip işlerin takibatını yaparsa, bu işleri takip etmek câiz midir? Tefeci avukatlığı yapan bir avukat, ben mümkün mertebe borçlunun menfaatine davranmağa, borçlunun hukukunu korumağa çalışıyorum. Halbuki benim yerimde bir başkası olsa, borçluyu ezecek, diyor. Bu niyetle tefeci avukatlığı yapmak câiz midir?
-
Acentalar, bir firma için senelerce çalıştıklarını ve bu firmaya bir çok müşteri bulduklarını, dolayısıyla, bir portföy oluşturduklarını iddia edip portföy tazminatı istiyorlar. Bu tazminat istenebilir mi?
-
Kişinin psikolojik durumunun bozulduğundan yahut işini kaybettiğinden yahut meslekî, siyasî, sosyal mevkii sebebiyle, manevî tazminat istenmesi ve bunun için dâvâ açılması uygun mudur?
-
A, B’ye bir gayrimenkulu vaad ettiği tarihte teslim etmiyor. Aradan aylar geçiyor. B’nin maksadı gayrimenkulde oturmaktır. Açılacak teslim dâvâsında, gayrimenkulün kiraya verilebileceğinden dolayı, rayiç kira bedelinin iadesi talep edilebilir mi?
-
Şâfiî mezhebinde imama birinci rek’atin rükü’unda yetişen, fatihayı okur mu? Fâtihayı unutan ne yapar?
-
Zimmî olmayan gayrımüslime sadaka verilir mi?
-
Ayın 20’sinde seni boşamazsam üç defa benden boş ol dese, ne lâzım gelir?
-
Bir kimse, filancanın evine girersen boşsun dedi. Bir zaman sonra “Bak filancanın evine gidersen boşsun ha” dedi. Bir zaman geçti, yine aynı şeyi söyledi. O eve giderse kaç talâk olur?
-
Noterde yapılan gayrımenkul satışı sözleşmesi geçersizdir. Tapuda yapılması lâzımdır. Noterde yapılan bu sözleşmeyi avukat iptal ettiremez mi?
-
Hesaba gelen para kabz edilmiş olunur mu? Telefonla yapılan veya MSN ile yapılan satış, yüz yüze satış mıdır? A, B den karz-ı ayn olarak bir miktar para istiyor. Fakat parayı EFT yoluyla C nin hesabına geçmesini istiyor. C yi de B den A için gelecek olan parayı alması için umumi vekil tayin ediyor. B EFT yi yapıyor. Bu işlemde paranın hesaba geçmesi 15 dakika kadar bir süre alıyor. Daha para hesaba geçmeden A, senden aldığımı karz-ı haseni ödüyorum diyerek peşin parayı B ye elden veriyor. Borç ödenmiş midir?
-
Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Satışta mebî yedi türlüdür:.. 5-Bir kimseye ödünç verilmiştir. Yalnız ona ve peşin satmak câiz olup, başkasına satmak fâsiddir. 6- Bir kimseye emânet, âriyet yahud kirâ veya rehin yahud sermâye olarak verilmiştir. O kimseye satmak câiz ise de, alıp, tekrar teslîm etmek lâzımdır. 7-Mebî, gasp veya hırsızlık yahut hıyânet suretiyle müşteride bulunur. Bu müşteriye satılabilir. İkinci teslime ihtiyaç yoktur”. Bunların farkları nedir? Bir kimseyi umumî vekil edip ona bir miktar para verince para emânet olarak mı kalır?
-
Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Mebînin teslîmi mümkün ise, fakat ayn değilse, müşteri tanımıyorsa, satış fâsiddir. Bir sürüden bir koyun satmak gibi”. Satış nasıl fâsid oluyor? İlk bilgiye göre, satışın selem olması gerekmez mi?
-
Babası akıllı olmayan çocuğu kucağına alıyor ve parayı buna verdiriyor. Alacağı malı da (meselâ sakız) çocuğa kabz ettiriyor. Bu şekilde akid câiz midir?
-
Karısına pek kötü muamele yapan adamdan kadının boşanması için açılacak boşanma dâvâsında, kadın çocuğun velâyetini istiyor. Kanunlar da velâyeti anaya veriyor. Velâyetin anaya verilmesinin talebi uygun mudur? Uygun değil ise, uygun hale gelmesi herhangi bir şekilde mümkün müdür?
-
Bakkallarda akıllı, fakat bâliğ olmamış çocuklara şeker, çikolata gibi satışlar yapmakta bugün için zaruret var mıdır? Yahut yapmazsa fitneye sebebiyet verir mi?
-
Bugün için satışın sahih olmayacağı asgari miktar nedir?
-
Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Satışın câiz olması için, mebî’in tayin edilmesi, yani kendisine veya bulunduğu yere işaret edilmesi lâzımdır. Mebîin kendisine veya bulunduğu yere işaret edilmezse, satış sözbirliği ile câiz olmaz. O yerde, aynı isimde başka bir malın mebî ile birlikte bulunmaması lâzımdır.” Kendisine işaret nasıl olur? Mesela, 10 tane ilmihal demek, kendisine işaret midir? İlmihal denilince biri Mızraklı İlmihali anlar, diğeri de Büyük İslâm İlmihali’ni anlarsa ne olur?
-
Tapuda tescil banka hesabına para girmesi gibi teslim yerine geçer mi?
-
Fıkıh kitaplarında “Semen deyn ise yalnız müşteriye peşin satabilir. Semen deyn ise bayı dilediği alacaklısını müşterisine havale edebilir” diyor. Alacaklısını müşteriye havale etmek, deyn olan semeni deyn karşılığında satmak demek değil midir?
-
Türk hukukunda her nevi alacak yazılı sözleşme ile 3. bir şahsa temlik edilebilir. Burada ise anladığım kadarıyla bazı ayrımlar var. Câiz olmayan bir alacak temliki yapılmışsa avukat bu alacağı takip edebilir mi?
-
Fıkıh kitaplarında, “Peşin olan semeni ödenen binâyı teslim almadan önce, ancak başkasına hediye etmesi, satması câizdir. Fakat kirâya veremez” diyor. Semeni peşin ödenen binayı satabiliyor da neden kiraya veremiyor?
-
Bir kimse yatsı namazını kılarken, birisi gelip ona uysa, kıraati nasıl yapmalıdır?
-
Umumî vekil edince tayin edilen para teayyün eder mi? Zekâtta paranın teayyün etmesi fakire gösterirken mi olur? Yoksa kendi başına şunu zekât olarak vereceğim diye niyet etse de teayyün etmiş olur mu?
-
Altın ağırlıkla alınıp satılması gerektiği için, bugün altın sikkeler tane ile muamele gördüğünden dolayı, zekât verirken altının ağırlığı düşünülmezse zekât sahih olmaz mı?
-
Veresiye satışta, tecil tarihi konuşulduysa her iki tarafın da zamanı iyi bilmesi ve zamanın muallak olmaması gerekir. Eğer zaman konuşulmamışsa mebî’in tesliminden itibaren 1 ay sayılır. Peşin satış yapılıp, borcun tecilinde zamanın iyi bilmemesi de olabilir. Peşin satıştan sonra borcun tecilinde, zaman konuşulmazsa da 1 ay mıdır?
-
Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Mislî olanlar, altın veya gümüş ile veya kâğıd para ile değiştirilirken tayin edilirse, mebî olurlar. Meselâ, filân yerdeki şu kadar kile buğdayımı, bu kadar altına sana sattım demek gibi. Eğer tayin edilmez iseler, yine mebî olurlar. Fakat, satış selem olur. Meselâ, şu kadar kile buğdayı, bu kadar liraya satın aldım deyince, selem olur. Bize 1 koli kitap gönderiyorlar. Sonra göndereni arayıp 1 koli kitabı senden şu fiyata satın aldım diyoruz. O da sattım diyor. Satış selem mi oluyor?
-
Fıkıh kitaplarında muhayyerliği anlatırken diyor ki: “Hâzır ise de, kapalı olduğu için veyâ hâzır olmadığı için görülmiyen mebî’ler, işaret edilerek tanıtılmazsa, sözbirliği ile bey’ câiz olmaz. Paket, kutu içinde, ölçmeden alınan şeyler, mikdarı yazılı olsa bile, söylenmedikçe toptan satış demektir.” Bana bir koli küçük boy defter getir diyor. O da bir koli getiriyor; ama üstünde yazı ve işaret yok. Bunu senden aldım diye satış yapılınca sahih olmuyor mu?
-
Fıkıh kitaplarında “Alırım, alıyorum ve satarım, satıyorum gibi müdâri’ ve hâl şeklinde ve emr şeklinde söylemekle de, bey’ sahîh olursa da, söylerken, şimdi diye niyet etmeleri lâzımdır” diyor. Karşımızdaki herhangi bir kimse alıyorum veya satıyorum dese; fakat biz onun şimdiki zamana niyet ettiğini de bilmiyoruz. Satış sahih olur mu?
-
Şart koşmamışlar; ama önce mebî teslim olmuş, sonra semen teslim olmuşsa akdin sıhhatine halel gelir mi?
-
Fıkıh kitaplarında peşin satışta önce mebî’in teslim edilmesi şart edilirse satış fâsid olur, diyor. Şimdi Türk hukukunda akit serbestisi olduğundan, taraflar çoğu kere akdi fâsid edecek şartlar kararlaştırabiliyorlar. (Mesela mebî’in önce teslim edilmesini.) Daha sonra bu şart yerine getirilmeyince avukat bu şartın yerine getirilmesini dâvâ edebilir mi?
-
Taraflar anlaşarak umumi olarak bey ve şirâdaki hükümlerin aksini kararlaştırabilirler mi? Mesela; mutlak satışta mülkiyetin anlaşmayla değil de teslimle geçeceği konusunda anlaşabilirler mi?
-
Fıkıh kitaplarında 'güzel oğlan' tabiri geçiyor. Babaların da böyle çocukları sakalsız dışarı çıkarmadığı yazıyor. Güzel oğlan ne demektir?
-
İmam Rabbânî hazretleri Mektubat’ta “sohbetin edeplerini titizlikle gözetiniz ki, faidelenebilesiniz” diyor. Sohbetin edepleri nelerdir? Meselâ hiç sual sormamak bir edep midir?
-
Âhirette kişinin sevdiği ile beraber olması ne demektir? Herkesin derecesi farklı farklı olacağına göre bu nasıl mümkün olacak?
-
4 rek’atlik bir namazın 2. rek’atinde oturmayı unutup kalksak ve daha fâtihayı okumadan bunun farkına varsak o zaman ne yapmalıyız?
-
Bazı âlimlere göre insan öldüren ebediyen cehennemde kalır diye bir kavil var mıdır? Var ise, ameller imandan parça olmadığına göre böyle bir şey Ehl-i sünnet itikadına ters değil midir?
-
Kurban bayramı süresince seferi olan biri kestiği kurbandan vacib sevabı alabilmek için kurbanı nezr etse, o kurban vâcib olmuş olur mu?
-
Namazda secde ederken dizlerin yerde olması şart mıdır? Annemin dizlerinde problemi yüzünden doktora gitmişti ve doktor dizleri kırma dedi. Bana sordu namaz kılarken nasıl yapaym diye. Dizlerini kırmadan secdeyi yapmak için rükü’dan sonra secde ederken sağ bacağını geriye doğru uzatıyor ve dizi yere değmemiş oluyor. Bu şekilde yapılan secde sahih olur mu? Ben şimdilik oturarak namaz kıl dedim ama ayakta bu şekilde namaz kılmak câiz olur mu?
-
Tasavvuf kitaplarında bu âlemin vehm olduğu yazıyor. Bu ne mânâya gelmektedir?
-
Herhangi bir ihalede şirketlerden birinin diğerlerine ihaleye girmemeleri için para vermesi ve diğer şirketin bunu alarak ihaleden çekilmesi câiz mi? Alınan para helal olur mu?
-
Mesbuk olan secdedeki veya tahiyyattaki imama uyacaksa tekbir getirip elleri bağlamadan 2. tekbir getirmeden doğrudan mı uyar, yoksa tekbir getirip elleri bağlar, tekrar tekbirle secdeye veya tahiyyata mı iner?
-
Bankada vadeli hesap açtırmak câiz midir? Bono, Borsa câiz mi?
-
Namazda rükü’dan kalkarken elleri kaldırmadan iki eli ile pantolonu çekse [diz izi yapmasın diye] nemaz sahih olur mu?
-
Kunut dualarının birincisinde sonundaki kef harfini gaf olarak bugüne kadar okumuşum. Namaza zarar gelir mi? Namaz içinde böyle bir hata yapsa ve secdeye de eğilmiş olduğunda farkına varsa ne yapar?
-
Hanefîde abdesti bozmayan uyuma hallerinde [bağdaş kurmak, teverrük gibi] Mâlikî mezhebinde de abdest bozulmaz mı?
-
Abdest alırken kulak deliklerini elini sokunca oradan çıkan sarı kulak akıntısının katı hali abdeste zarar verir mi?
-
Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Ağızdan çıkan necs şeyler, ezcümle kay ve katı kan, kan, safra, mi’deden gelen yemek, su, ağız dolusu olunca, abdesti bozarlar. Hepsi kaba necsdirler”. Kay nedir? Bunların abdesti bozması için tükürmek gerekir mi? Ağızdan çıkmadan bunları geri yutmak haram mıdır? Yine fıkıh kitaplarında “Ağzın içi, abdestin bozulmasında, iç organ sayılır. Orucun bozulmasında, bedenin dışı sayılır. Bunun için, dişden ve ağızdaki yaradan çıkıp ağızdan dışarı çıkmıyan kan abdesti bozmaz. Ağızdan dışarı çıkınca, tükrükden çoksa bozar” diyor. Birşeyi ısırınca, o şey üzerinde kan görürse, bozulmaz. Misvâk, kürdan üzerinde kan görünce, ağzına bulaşmadı ise, bozulmaz. Ya’nî oraya parmağını koyunca, parmağında kan görürse bozulur. Bunlardan anladığım: Ağızdaki yaradan gelen kan ağız dolu ise abdest bozulur. Ağız dolusu değil ise bozulmaz. Ancak dışarı çıkarsa bozulur. Bir şey ısırınca oradaki yahud misvaktaki kanın ağza da bulaştığı, aynaya bakınca görülmekle yahut ağızdaki kan tadından da anlaşılır mı? Mâlikî mezhebinde de ağza bulaştığının görülmesi gerekir mi?
-
Elde çatlak olunca, çatlakların içinde sıvı gözüküyor. Bu renksiz su mudur?
-
Yemek yemeden önce veya sonra ağzı yıkamaktan murâd ağzın içi midir? Dudaklar ağızdan mıdır?
-
Mâlikî mezhebinde abdest alırken niyeti yüzü yıkarken yapmayı bilerek bırakmak [unutmadan] câiz midir?
-
Fıkıh kitaplarında “Müekked sünneti, özrsüz olarak devâmlı terk etmek mekrûh olur. Küçük günâh olur” buyuruluyor. Sabah nemazından sonraki kerahat vaktinde uyumak da böyle midir?
-
Araba çarpıp öldürdüğü adama mahkeme tazminat hükmetti. Nasıl paylaşılır?
-
Burada bir arkadaş hanımını baba evine göndermiş. Sonra telefonda boşanma niyeti ile bu iş bitti demiş. Kadın bir ay sonra arayıp pişman olduğunu söylemiş. Erkek niye anlamıyorsun bu iş bitti demiş. Bir ay sonra yumuşamış, yine böyle söylemiş ama boşanma niyeti olmaksızın. Şimdi pişmanlar. Ne gerekir?
-
Nefehat gibi kitaplarda bazı evliya için kuddise sirruh, bazı evliya için rahmetullahi aleyh deniyor. Hikmeti nedir?
-
Cemaati rükü’ya eğilmek üzere gören hemen olduğu yerde imama uyup rükü’ya mı eğilir, yoksa rüküyü kaçırmak pahasına da olsa safa kadar yürür mü?
-
Semi’allahü limen hamideh yerine, dili dönmediği için nimen diyenin namazı bozulur mu?
-
Kadının 50 gr altın mehr alacağı var. 50 gr altın da malı var. Zekât verecek midir?
-
Seferiyken, seferi olduğunu bilmediğimiz imama son oturuşta uysak kaç rek’at kılarız?
-
Bir talebe yurduna verilen kurban etlerini bir soğuk hava deposuna verip, o adam bunu kullanıp, bize başka etten her hafta şu kadar vermesi câiz mi?
-
Bir hoca İbn Âbidîn’den delil getirerek sığırdaki vâcib kurban ile adak kurbanının bir araya gelmeyeceğini söyledi. Sığırın yedide bir hissesine adak katılabilir mi?
-
Kurban alırken fiyat konuşmadık. Câiz mi?
-
Kurban hissedarlarından birisi çıkıp yerine başkası girebilir mi?
-
Bir kimse hac farz olduğu halde bedel gönderilmesini vasıyet etmeden ölse, varislerinin bedel göndermesi gerekir mi? Varisler kendiliklerinden bedel olarak hacca gidebilirler mi?
-
Bir arsayı, sinagog yapılacağını bildiğimiz halde satmak câiz midir?
-
Vatan-ı aslîm Yalova, vatan-ı ikametim Mecidiyeköy’dür. Vatan-ı aslîmden dönerken önce Yenibosna’daki teyzemi ziyaret etmek istedim. Mecidiyeköyü’nden geçtim. Mukim oldum mu?
-
Özürlü bir kimse namaz kılarken namaz vakti çıksa namazı fasid olur mu?
-
İmam fâtihayı ve zammı sureyi cehrî okuyacak yerde hafî veya hafî okuyacak yerde cehrî okusa ne lâzım gelir?
-
Bazılarından bir şey satın alıyoruz. O anda paramız olmuyor. Sonra verirsin diyor. Verilecek tarih konuşulmadığı için câiz olur mu?
-
Her hangi bir namazı kılarken, vaktin namazını cemaatle kılmaya başlasalar nasıl davranılır?
-
Bir erkek karısına boşanma hakkı vermişse, kadın da seninle yatmak bana babamla yatmak gibidir dese ama niyeti boşanmak olmasa ne lazım gelir?
-
Yurtta kantinde çay var. İsteyen gidip alıyor. Deftere ismini yazıyor. Ödenecek zaman belli olmadığı için bu alış-veriş fâsid oluyor mu?
-
Bir kadın bir kadının göğsüne bakabilir mi?
-
Secde edemeyen hasta namazını nasıl kılar?
-
Oturamayan hasta namazını nasıl kılar?
-
Ayakta duramayan hasta namazını nasıl kılar?
-
Annem-babam Erenköy’de iken ben doğmuşum. Sonra ailem Bursa’yı vatan-ı aslî edinmiş. Erenköy benim vatan-ı aslîm midir?
-
Bir insan gelecek senelerin zekâtını verse ve arada fakir olsa sonra yine zengin olsa bu zekâtlar muteber mi?
-
Umrede tavafın dört veya beşinci şavtında hatimin içinden geçtim. Tavafın bunun dışından olacağını bilmiyordum. Traş olup ihramdan çıktım. Ne yapmam lâzımdır?
-
Farz namazın önünde ve ardında kılınan namazların hangisi efdaldir?
-
Erkek, küpe, kolye takabilir mi?
-
Altın cep saati kullanmak câiz midir?
-
Küçük kız çocuğunun başını sıfıra vurdurmak câiz mi?
-
Bir kimse gelecekteki haklarını da helâl edebilir mi?
-
Bir arkadaş babasının yurt dışındaki kemiklerini Türkiye’ye getirdi. Tekrar cenaze namazı kılınabilir mi?
-
Gümüş yüzüğün bir miskal olması lâzımdır. Akik taş da bu ağırlığa dâhil mi?
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158